Cigara dumanından ipince bir soluktan
Kuş tüyü gibi uçup  gitmişti bunca yıllar
Geçti ruhu kemiren çatallı bir oluktan
Engin mavi denizler ince patika yollar.
Of be Ali dayı of! ıraktır kardeş bacı
Çekmek hasret -inan ki-  yokluğundan da acı.

Dünya mıydı yıkılan sancıların üstüne?
İnce bir sızı lakin kutsal çileye hamal
Göz mü kırpmıştı kadim vazgeçilmez dostuna?
Boşaltmıştı zehrini cömertce çuval çuval.
Of be Ali dayı of! bir ahın ömre bedel
Aldırma be teselli eder seni de bir el.

Ekmek kavgası bunca alındaki çizgiler
Nasırlaşmış ellerin gezmişinden iz taşır
Ruhuna dolan garip meçhul meçhul sezgiler
Silip de hayalleri yokluğuna bulaşır.
Of be Ali dayı of !bir nakarat bin hece
Senin ki hayat değil tam muamma bilmece.

Avuçlanan umutlar uçtu parmak ucundan
Hiçlik yalayıp geçti engereğin dişinde
Mum gibi yanmak mıydı masum olmak suçundan
Körelen duyguların senelerdir peşinde?
Of be Ali dayı of !hayat sana bir yokuş
Umutların peşinden durma ha koş durma koş.

Bir çarkın dişlerinden uçuşurken kırıntı
Uzak... ta uzak sisli hayallerde yakamoz
Kemirirken fikrini ince ince sızıntı
Hayatın bir oyunçak çocuk elinde yapboz.
Of be ali dayı of !seninki de hayat mı
uçup giden hayal mi söyle yoksa sanat mı?

nuri baş
( Of Be Ali Dayı Of başlıklı yazı NURİ BAŞ tarafından 21.07.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.