Hicranıma hassasiyet gösteren kalbi naif nefese!

 

 

 

 

Cenabı Hak

sizlere sağlık, eminlik ve huzur versin


Herhalde düşüncelerimi, satırlara aktarmada,

her zaman olduğu veçhile, yine bir sıkıntıya sebep oldum.


Oysaki ben,

hadsizliğimi, beyanlarımın tasdiki açısından,

sizi ve gönül dostlarımı, ne vakit terki diyar edeceğimi

bilmediğimden, huzuru mahşerde, şahitliğe davet etmiştim.


Sizden bu mana da,

bir kabul görmediğim için, hadsizliğime vurgu yapmıştım.

Merhabalaşmak, konuşmak ve mana derinliğinde buluşarak paslaşmak arzuhalimdir.


Edebi derinliği

ve bir niteliği bulunması gereken,

serbest yazı ve makaleler gıpta ile temaşamdır.


Zatımın bu bedevi

ahvali ve anlaşılmaz halini, lütfen

sinemin ahenksizliğine yorumlayın. "Ne düşündüğün değil,

ne söylediğin seni bağlar" düsturunu, tam terennüm edemedim herhalde...


Konservatuar birimi,

bir anlamda yöneticilik yaptığım Kültür

ve sosyal işler müdürlüğüne bağlı çalışıyor. Usta ve

üstatlar, her bir yanımızda ve yakın mertebede bulunuyorlar...


Zümrüdü, pırlantayı

ve alyansı, fark eden, ama farklılıklarını ayıramayan

zihin keşmekeşliğimden, sadece uzaklardan bakmamı öngörüyor.


Sanmam, zannetmem,

öyle mi demem, asosyal oluşumdandır.


Lokomotif olmak

yiğit kişinin, himmet ehlinin,

muvazene denkliğini bulanların işidir.
Yarım asırdır ve hala, vagon niteliğimi devam ettirmekteyim.
Bu bakımdan yazmaya çalıştığım her bir satırı, beyanımın itirafı telakkisindeyim.


 

Yirmi üç yaşında,

yaylı tambur çalan ve size Osmanlıcayı öğreten arkadaş,

sizin için nakşeden olmayı başarmış, gıyabında takdir ve dualarımı gönderiyorum.


“Klasik batı müziğini

mükemmel bulurum” diyorsunuz.
Mükemmel bulmanız, müziğin evrenselliğine

inanmanız ve bestesinin mazisini bilmenizle alakalıdır.


Ben ise bilmediğim

ve anlamadığım için, sadece bazen

dinlerken, senfoninin ahengini anlamaya çalışırım.


Derinliğini bilmediğim için,

müziği dinlerken bizzat yaşanmışları, hislerimle yeniden yaşayamam.

 

Ama alakasız da kalamam.

"Kim bilir, belki ailem içinde bu ahengi bulamadığımdan,
ortak hiçbir sohbet konumuz olmadığından, iş yaşamı dışındaki

hususi hayatımda yalnızlığı tercih ettim." ifadelerinize aynen katılıyorum.


Kim bilir belki farkında olmadan

neleri ve kimleri ihmal ettim! Gereği kadar şefkat gösteremedim!

Beklentilerine cevap veremedim. Sıkıntılarımı izah etmem dahi yetersiz kalıyor.


Bakınız saygıdeğer dost,

sizi tanımıyorum, isminizi dahi bilmiyorum,

fakat ne hikmetse özellerimi sizinle paylaşıyorum.

Belki tanışsak, tartışsak, kabul ve retlerimiz fazlalaşacak.


Bir kamu sektöründe

memur olarak çalışmaktayım.

Doksan dört yılından itibaren aynı sektördeyim.

Ticari hayatıma son verdikten sonra, davet üzerine buralarda çalışmaktayım.


Bilinmeyen olmaktan kurtulmak için.

İnsanlara karşı olduğum gibiyimdir. Dostlarım arasında

bilinmeyenimin olmaması tercihimdir.

 

 

Musalla taşına konunca bedenim,

Yarenlerinim hayırla yâd etmesidir tüm dileğim.

Mükemmel değilim!Başaramadım! Siz her zaman sevgiyle kalın.

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

 

( Hicranıma Hassasiyet Gösteren Kalbi Naif Nefese! başlıklı yazı Yazan Adam tarafından 2.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.