Hayat,
Yelken açmış,
Giderken
avuçlarımdan,
Çözemiyorum bağlarımı
kırılmış her yanım.
Kara duman olmuş
yalnızlık şairim yokluğuna,
Ne yazar ki of
çeksem hasret içiyorum gözlerine.
Doyamadım ki hiç
ben sana.
İçimde can
çekişiyor her siyah gece,
Ödeşiyor her sözün
inan deşiyor nefesin.
Ölüyü öldürmek ne
fayda,
Dante gibi ortasındayım
işte şiirin,
Her virgülde
büküktür boynum noktasında tabut.
İmtihanım güvercin
gagasında ey yar,
Buğday olup
düşmüşüm kollarına ayrılığın,
Ne istersin ki
yorgun kalbimden çeyrek ömrün arifesindeyim.
Gidemedim ki hiç
ben senden,
Dağınık dağın
kayadibiyim papatya gölgesinde.
Kaldır diyorsun
başını,
Gökyüzü cam gibi
tuz buz olmuş bocadır ellerime,
Bulaşmış üstüme ayrılığın
tüm şarkıları sabahçıyım gidişine.
Ben sana hiç
yetişemedim ey yar,
Ne severken ne de
gönülden özlerken.
Ayağında zincir
yüreğinde kilit var senin,
Sitem etme boşuna
ey yar dilde yaşanmıyor bu hayat.
Benim bu derde içim
yanarda,
Hasretimi yıldızlara
asarım sadece.
İsterim ki,
Nehir
gibi aksın gönülde yaşam,
Deniz gibi çağlasın seven her kalpte.
Pencereye düşmeden
önceydi seni sevişim,
Kapıdan girmeden
çok daha öncesiydi yüreğime zırh giyişim.
Ey yar !
Beni öyle
sevdinki,
Ne önce ne sonra,
Ben sana hiç
ağlayamadımki.
22/05/2013
İstanbul/Bülent
KAYA