Kurumuş bir yaprak düşerken yere Ta yürekten bana veda diliyor, Binbir hatırayı saklayan dere Sanki canlanıp da hayat soluyor. Koşardık beraber soluk soluğa İçmeye suyunu meşe oluğa, Çıkmak için dağda sisli doruğa, Dört mevsim başında karlar kalıyor.
Peşimizde, sarı çoban köpeği Bazan kaptırırdın ona eteği Senin için yerdim baba köteği Sanırdım ki içim, bir hoş oluyor.
Haşa, değmemişti elim, eline? Yetişmezdi cevap senin diline, Takınca gonca gül saçın teline Dedim " benim gönlüm herhal çalıyor."
Utanırdım, " bakam" derken yüzüne Hemen de küsmüştün bir çift sözüme Ama katlanırdım tatlı nazına Derdim "benden böyle, öcün alıyor".
Islarken sularla pınar başında İsmimiz yazıldı çeşme taşında Donarken gözyaşı hilal kaşında Sanırdım ki, sanki yürek deliyor.
Saklardım adını kutlu sır gibi Bıraktım deryaya görünmez dibi Demedim, esse de poyrazla, tipi Dediler "ne gerek alem biliyor."
Aradan geçti de koskoca yıllar Sevdamızı söyler gencecik diller Çeker beni çınar altına güller Hayalim o tatlı ana dalıyor.
( Bir Sevdadır Çocukluğumuz başlıklı yazı Nuri Baş tarafından 11.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.