Hepimizin karakteristik özellikleri kendimize has, ama yine de ortak paydada buluşanlar oldukça fazla. Farklı yönlerimiz bizi biz yapan ama yine de bir gruba dahil olmak hep istenen, hep arzulanan.

Bir yandan farklılığımız bizi yüceltirken bir yandan da benzer yönlerimizle sosyalleşme çabası içindeyiz. Bu, tam anlamıyla yadsınamaz bir çelişki. Toplum psikolojisi açısından uçlardaysak tamamen soyutlaşmış olup, yalnızlığı yaşıyoruz ve kabul gören o sıfatla nitelendiriliyoruz: ‘’Asosyal’’.

Peki, farklılığımızın aşırı boyutta olması bir suç mu? Eğer bazı duygulardan arınmışsak ya da duygusallığımız ve yaşanmışlıklarımız bizi bir gruba dahil olmaktan alıkoyuyorsa, bunun kime ne zararı var. Sonuçta her birey her olguyu her düşünceyi aynı anda kabullenip tabir-i caizse o sürüye katılmak zorunda değil.

‘’Normal’’ tanımına üç aşağı beş yukarı dahil olduktan sonra hiçbir şekilde yargılayıp suçlamak, asla kimsenin harcı değil. Yeter ki, kişi farklılığının farkında olup, tavrını ortaya koyarak ona göre bir tutum sergilemeli. Farklı olmak asla bir suç değil; tam tersi bu olgu, kişinin bireysel olarak ne denli güçlü olduğunun bir göstergesi. Ayrıca sosyal gruplara da bir zenginlik getirmekte. Ortaya çıkan düşünce ve davranış farklılıkları sayesinde kısır döngü kırılıp, genel anlamda yaşanan beyin fırtınası, bireylere ve sosyal gruplara ayrı bir zenginlik katmakta. Yeter ki farklılığımızın farkında olup bundan asla yüksünmeyelim. Sonuçta hepimiz tekiz ve özeliz.

( Farklılığın Farkında Olmak başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 18.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.