1
Yandı sevda ateşiyle kebap oldu yüreğim,
Kırıldı
sapı elimde kaldı aşk küreğim.
Kapı kapı dilenci misali dolaşmama gerek
yok,
Zira dertler yoldaşım oldu,daim boşa gitti emeğim.
Sevda
yollarının gurbet treninde sallanır mendilli eller,
Ayrılık acısından zemheri
soğuklarında bedenim terler.
Koklamaya kıyamadığım kan kırmızı renginde bir
gül olmuş o yar,
Solar gözlerimin önünde,yaprakların döker.
Çıkardım
cebimden,sabır taşlarından yaptığım tespihi,
Düştü elimden yere un ufak oldu
aşkın kadehi.
Yüzlerce sevda fidanı dikmiştim,aşkın yalçın
dağlarına,
Kurudu birer birer, Keşke dinlemiş olsaydım sevda kahramanlarının
tenbihini.
Ne başı dumanlı dağlar müsaade etti yarime kavuşayım,
Ne de
dizlerimde takat,gözlerimde fer kaldı yare koşayım.
Pişmanların pişmanıyım
şimdi sevda hedefine ulaşamadığım için,
Bırakmadılar, gün göstermediler,canı
gönülden doyasıya çoşayım.
Sevdanın en verimli topraklarını bile bıraktım
nadasa,
Yazıp da gönderemediğim sevda mektupları saklı duruyor gönül
kasasında.
Kalem,kağıt,mürekkep ve seçerek yazdığım kelimeler bile şikayetçi
benden,
İçmeye doyamadığım sevdanın yorgunluk çayı duruyor hala boş
masada.
Yanmasın sevda ateşinde yüreğim,çevir ha bire kızgın
şişleri,
Çok zordur,çekilmez olur çoğu zaman sevda işleri.
Hem mutlu
eder,hem de küstürür fani dünyaya,
Ararsan şayet bulamazsın belki sevda
yolunda mutlu kişileri.
27/01/2006