Kalbimiz Soma Da...

UNUTMADIK!
... duâ ile. 


* Nasıl bir kömür çıkardınız be abi. Tüm ülke yanıyor! *


"Hiçbir kömür ısıtmayacak, babaları madende ölmüş çocukların yüreğini..."
Kavruldum(k) bu söz ile günlerdir.

Acımız bü’yük...

13 Mayıs 2014 gününü gösteren takvim yaprağında Hadis Meali kısmında “Beş çeşit şehit vardır: Tauna (salgın hastalığa) tutulmuş olanlar, ishalden ölenler, boğulanlar, yıkıntı altında kalanlar ve Allah yolunda savaşarak ölenler.” (Buhari) Hadis-i Şerifinin yer alması Allah’ın bir hikmeti olarak algılandı. 

Günlerdir içimizde kazınan bu acıyı tarif etmek öyle zorki harfler çekti elini kelimelerden, cümleler suskun yazılmak istemiyorlar artık.

Taktiri ilahiden öncesi ihmal ve daha niceler..
Sonuç içleri ateşle donacak yüzlerce yetim ve öksüz.. Yine de derim hep Rabbim büyük.

Evet sessizliğe büründük tüm dünyada duyarlı yürekler olarak içimizdeki ağıtlarla.

Gelen gideni aratırmış sözünü felaketlerde de yaşar olduk Rabbim sen koru insanlığı ve geri ver kaybolan vicdan hissini yarattığın tüm insanlara.

Ey Rabbim! Hak mı ettik bunca acıyı, yıkılmalı mıydı bunca yuva ve çocuklar
bize umut diye verdiğin çocuklar öksüz mü görmelilerdi paslı aynalarda kendilerine baktıkça..?

Sorular, acılar, cevaplar, ihmaller! ve vicdanlar...

Gecelerdir rüyalarımıza karabasan olarak yığılan kömür tozları.. inkar etmeyelim hepimizin genzinde bu acı koku var.
Nasıl bir felakettir ki bir anda Rabbim tüm elleri semâya çevirdi, unuttuğumuz duâları hatırlattı, binlerce âh ile çınlıyor gök’yüzümüz kara bulutlu bin figân ile.

Elbette araştırılıp hesabı sorulacak bu acının, sorulması gerekiyor..!!!

Ama şunu söyleyeyim biz insanlar unuturuz ! aha bunu dediydi nar deyin ve şu günü, şu tarihi ve saati mümkünse biryere not edin bir ara çıkarıp okuyacaksınız çünkü.

Neden unuturuz peki?
Neden unutmayalım peki!!

Biz ki
17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak’taki yaşanan grizu patlaması sonucu 30 kişinin hayatını kaybettiğini unuttuk,
ve elbette yaralılar...

Biz ki
Amasya Yeni çeltek madeninde 1990 yılında grizu patlaması meydana gelmiş ve 68 işçi hayatını kaybetmişti, unuttuk! ve yaralılar...

Biz ki
17 Ağustos 1999 Düzce Depremi 03:02’de, 12 Kasım 1999 Cuma günü saat 18.57’de aletsel büyüklüğü 7.2 ve merkez üssü Düzce olan deprem. 30 saniye süreyle etkili olan deprem, pek çok ilin yanı sıra Ukrayna’dan da hissedildi.
Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi’nin açıklamasına göre, ölü sayısı 845, yaralı sayısı 4948, depremde hasar gören ve derhal yıkılması gereken bina sayısı 3395, yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12939, iş yeri sayısı ise 2450’dir. unuttuk !

ve biz ki
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 Van depremlerinde toplam 644 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 1.966 vatandaşımız yaralanmış, 252 vatandaşımız ise enkazlardan sağ olarak kurtarılmıştır. unuttuk !

Tabi burda genel olarak konuşup herkesi yargılamak gibi bir düşüncem olmadı kesinlikle ama büyük çoğunluk unuttu diyerek maalesef eklemem gerekiyor bu küçük hatırlatmalarıma.

Üstüne bir de dünden beri bir haber daha televizyonlarda kol geziyor
" Akp mitingine katıldılar onlara bu kaza müstehaktır....
Kaynank: Halk tv - Söyleyen: bilmem hangi kendini bilmez !!! 

ve bir korda bu söz ardına düştü içimize !!

Nedir Allah aşkına insanları siyasi görüşleri ne olursa olsun bir felakette bu şekilde yargılayabiliyorsa bazı bilinir isimler ve daha nice bilinmez isimler ben burda o kömür karasını suratlarına tokat diye indirip hepsini susturmak için bir felaket daha mı gerekli insanlara sorusunu soruyorum kendime.

Yazık !
zaten elimizden üzülmekten başka birşey gelmiyor, yetkililer geldi başsağlığı diyleyip gitti acı yine o ocaklarda,
bizler rahat evlerimizde bilmem ne marka tvlerimizle haberi izleyip üzüldük ardına bir kanal atlayip dizi ekledik üzüntümüz azaldı belki ve bir rahmet de yatarken diledik görevimiz tamamlandı hissiyle o beyaz yastıklara baş koyup uyuduk ama o kara kömürü ekmek diye omuzlayıp şuan yüzlerce metre aşağıda bedenlerinin kurtulmasını bekleyen ruhların ailelerine düşen kor bitmeyecek ve üşütmeye devam edecek binlerce yüreği.

Ama dedim ya bizler görevimizi yaptık!
paylaştık üzüntümüzü sosyal sitelerde birkaç etkileyici resim ve özlü söz ardına başka bir siteden kopyalanmış dua... ama birkaç gün ya da hafta ardı yine hayata kaldığımız yerden devam,
neydi parola " hayat devam ediyor" 

Yapmayın onlara maddi manevi destek olup yaralarını sarmaktır bizim görevimiz bugünlerde, önyargılarla tartışma sırası değil zira bu zaman zarfında acılarımızı gözardı ediyoruz.

Diyeceğim şu ki;
gerekli gereksiz, vakitli vakitsiz önyargılı olup bunca ecelsiz ölen insanların kemiklerini birde sizler sızlatmayın zira Azrail bile artık şaşkın insanoğlunun şeytanlığına.

Son söz ve anlamlı teselli Türk Silahlı Kuvvetlerinden olsun benim sesli düşüncelerime;
- Manisa ili Soma ilçesinde vuku bulan, milletçe hepimizin yüreğini kanatan ve acıya boğan müessif maden ocağı yangınında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diler, kederli ailelerinin acısını yürekten paylaşır, kendilerine başsağlığı ve sabır temenni eder, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar dileriz. Milletimizin başı sağolsun-


Rabbim bizi taş atana gül attıran ama böylesi acıları unutan kullarından eylemesin,
Amin..

Şimdi hayata k’ömür karası bir ara,
lütfen sessizlik zira acımızı kalplerimizle duymamız gerekiyor...



kalbim’iz’somada..


Z. Nâr 
Sitedeki
Yazarın
Önceki YazıSonraki Yazı
Önceki YazıSonraki Yazı
( Kalbimiz Soma Da... başlıklı köşe yazı Nar-ı Çiçek tarafından 20.05.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan yazının hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
 
© 2008-2022 Edebiyat Evi | Eserlerin tüm hakları ve sorumluluğu eser sahiplerine aittir.
Ferizli Çekici, Savaş Oto Kurtarma