Kar havası (sanırım) dışarda, içimde feryât ve figânsı bir hâl..
Hâyr’ola diye mırıldandım duâ ve şükür eşliğinde oturduğum, o çok sevdiğim penceremin önünde önce.
Klasik bir avuntu sözü dilimde ve gözlerimde sanki beynimi kemiriyor ’hayat devam ediyor mu’ ?
Zira bittik zannederken ne çok yaşıyoruz nasıl ilerliyor bu bitmez, geçmez dediğimiz o ölgün zaman.
Hangi acımı nereye koydum bilmiyorum, hangi hüznü hangi rafa kaldıramadım..
Tuhaf
bir kasım güncesi bu olsa gerek,zira ekim de bitmek üzere, etik bir
acı, anonim suskunluklar ve dahî durgunluklar, o müthiş ağlama hissi.
Şizofrenik bir hâl alıyor bazen insan kasım diyor sonra, böyle yapar insanı, hadi aralığa bakalım nedir bizimle cefâsı,
yahut ocak..
Ama değişmiyor.. Ne acılar diniyor ne annemin yokluğu bozulup kendi geliyor..
Gelmiyor!
Hep ben gidiyorum ona duâlarımla. Hep ben ardında muamma.
Allahım nasıl bir yangın bu!
nasıl bir hâr koydun içime.. Tüm aklımı meşgul eden bu yitiklik, ben nasıl başedeceğim herbir zerresiyle.
Bilemiyorum
ve yine rafa kaldırdığım o üç yarım yarım okuduğum kitaplarımdan birini
alıyorum balkonun hemen yanındaki koltuğumda bir sayfasına hapsediyorum
kâlbimi, aklımı ve hüznümü..
diyor ki kitap bana o anda:
"Ve sonra rüzgârlar biriktirirsin içinde
gönüllerin de mevsimi vardır"
Sonra
derin bir nefes alıp kendime dönüyorum, öykünüyorum yine, hep
böyleyimdir ben, senenin bu vakitleri hüznün birmilyon kez artar senin,
diye diye..
Yazma sebebim de bundan, hani der ya bir ünlü yazar, "yazarsın, zira parmak uçlarına kadar iner bazen acı"
Yazmak!
sahi
yazalım, unutmak için, şifa bulmak için ve insanlığımızı dahi yiten insanlarımızı hatırlamak için..
..sonra kitabın 104’üncü sayfası çağırıyor beni kendine..
"İnsanlara yabancılaşmak martılara benzemek gibi.."
vs..vs...
her
ney’se.. hayat devam ediyor’muş dedim kendime kulağıma yansıyan üşüyen
bir kuşun sesiyle.. devam ediyor hayat acısı ve tatlısıyla. Fazlası
olmasa da eksiğiyle yaşıyoruz bir köşede yetim ve sessizce.
ve saat: 16:37..
-ben ilaçlarımı ve annemi severek ilerliyorum evin içindeki o müthiş kendimliğimle kendi kederime...
14 Ekim(di)
2016/ Z. Nâr
Sitedeki
Yazarın
( Anonim Durgunluklar.. başlıklı köşe yazı Nar-ı Çiçek tarafından 16.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan yazının hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )