Konumuz edebiyata dair, ölümler ve yaşamlar, yaşamadan ölenler..
Ağırdır ölümler kadar doğumlar da Kasım da.
Sararan
herbir yaprağın cansızlığı bürünür simalarına bu ayda doğanların, hep
pozitif bakmaya çalışsalarda illa ki bir negatifliğin ince bir yarasında
kıvranırlar ve sükunet ile yaşamaya çalışırlar, duadır tek huzurları,
inanmak ve adalettir kavramları..
Ölenler ise öyle bir vurur ki ağulu bir rüzgar gibi yakar yüzleri, kalpler sızılı olur, boğazlarda düğümlerin tarifini zorlaştırırlar..
Fazla söze hacet yok sıkılmadan okuyan edebiyat severlere teşekkür ederek geçmişte ki değerlerimizi unutmayalım diyorum.
Zira yaşarken değer denen kavram sıfırın altında sıfır...
~ ~
> 1 Kasım 1958 Şair Yahya Kemal Beyatlı
" 2 Aralık 1884’te Üsküp’te doğdu.
1 Kasım 1958’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Ahmed Agâh.
Üsküp Belediye Başkanı Nişli İbrahim Naci Bey’in oğlu. Annesi Nakiye
Hanım ise şair Lefkoşalı Galib’in yeğeni. "
Ne demeli, birşey diyemiyor insan. Yitip gidenler hep değerli unutamadıklarımız hep kıymetli.
Ben sadece biraz dokundum dönülmez akşamların olduğu diyarlara, zira şu sıralar ufuklar hep karanlık...
Vakit hep geç...
> 4 Kasım 1984 Şair Ümit Yaşar Oğuzcan.
(22 Ağustos 1926, Tarsus - 4 Kasım 1984), Türk şair.
22
Ağustos 1926 tarihinde Tarsus’ta doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’ni
bitirdi (1946). Türkiye İş Bankası’na girerek Adana, Ankara ve
İstanbul’da çalıştı. Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı görevinde iken,
hizmette otuz yılını doldurunca kendi isteğiyle emekliye ayrıldı
(Haziran 1977). İstanbul’da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi
kurdu.
Şiire 1940’da Yedigün şairleri arasında başlayan; 1975’te 33
şiir, 4 düzyazı kitabı, 13 antoloji ve biyografik eser, toplam 50 kitap
çıkarmış bulunan, şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanınan
Oğuzcan, günümüzün en popüler şairlerinden biridir. Genellikle Faruk
Nafiz Çamlıbel duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde
çoğalttığı şiirini, 1973’te büyük oğlu Vedat’ın ölmesi üzerine, hayatın
boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına
yöneltti. Şairlik başarısını, daha etkili, aruzla yazdığı rubailerinde
gösterdi
> 8 Kasım 1973 Şair Faruk Nafiz Çamlıbel.
(18 Mayıs 1898, İstanbul – 8 Kasım 1973, İstanbul), Türk şair, siyasetçi, öğretmen.
Hecenin
Beş Şairi'nden biridir. TBMM’de VIII., IX., X.ve XI. Dönem İstanbul
Milletvekili olarak görev yapmış bir siyasetçidir. En ünlü eseri, Han
Duvarları adlı uzun şiiridir. Behçet Kemal Çağlar ile birlikte Onuncu
Yıl Marşı’nın sözlerini yazmıştır.
Şiirin yanı sıra, yurt ve ulus sevgisini işlediği veya toplumsal gerçeklere yöneldiği oyunlar da yazdı.
1933
yılında Kayseri Lisesi’nden öğrencisi Behçet Kemal ile birlikte yazdığı
sözler, Cemal Reşit Bey tarafından bestelendi ve eser, cumhuriyetin 10.
yıl kutlamaları için düzenlenen marş yarışmasını kazandı.
Yazarın tek romanı, 1936’da yayımlanan “Yıldız Yağmuru”dur. Bu romanında şair Şuküfe Nihal Hanım’a aşkını anlattığı düşünülür.
> 8 Kasım 1979 Şair ve yazar Nevzat Üstün.
(1924, İstanbul - 8 Kasım 1979, Bolu), Türk yazar, şair
8
Kasım 1979’da Bolu Çaydut yakınlarında eşi Şükran ve sanat yönetmeni
Gülten Ataç ile bir trafik kazası geçirerek yaşamını yitirdi. Eşi ve
sanat yönetmeni ise yaralı olarak kurtuldu. 10 Kasım'da Rumelihisarı
aile mezarlığında defnedildi.[5][6] Ailesi ölümünden sonra anısını
yaşatmak için ailesi şiir ve hikâye alanında Nevzat Üstün Şiir ve Hikâye
ödülleri dağıtmıştır.
> 14 Kasım 1950 Şair Orhan Veli Kanık
(13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak bilinen
Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip
akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden
değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline
taşıdı. Şair 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme,
makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.
Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. "Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak" amacıyla yola çıkan Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu. Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı.Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.
Kanık,
şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde
yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi. Geleneklerin dışına
çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve
aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı. Bu ilgi ise kısa zamanda
şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı. Sait
Faik Abasıyanık da Orhan Veli'nin bu yönüne dikkat çekerek onu "üzerinde
en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul
ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü
şöhrete ermiş bir şair" olarak tanımladı.
Her ne kadar Garip
döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli "tek tür" şiirler
yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı
boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı
aşamalardan oluşmaktadır. Oktay Rifat bu durumu "Orhan Fransız
şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk
şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç
neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın
içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı.
Ölümü:
Orhan
Veli'nin Abidin Dino tarafından tasarlanan ve Nevzat Kemâl tarafından
inşa edilen Aşiyan Mezarlığı'ndaki mezar taşı. Mezar taşındaki Emin
Barın tarafından yazılan Orhan Veli/1914-1950 yazısı şairin şiirde karşı
çıktığı kafiyeden vefatıyla bile kurtulamadığının bir kanıtı gibidir.
Orhan
Veli, Yaprak'ın kapanmasının ardından İstanbul'a geri döndü. Aynı yıl
10 Kasım'da bir haftalığına geldiği Ankara'da belediyenin kazdığı bir
çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı.İki gün sonra İstanbul'a
döndü. 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık
geçiren şair hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden
başlayan rahatsızlığın sebebi doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık'a
alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulandı, ancak beyin kanaması
geçirdiği sonradan anlaşıldı.[48] Aynı akşam sekizde komaya giren şair
gece 23.20'de komadan çıkamayarak Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayata veda
etti.
Lisedeki edebiyat hocası Ahmet Hamdi Tanpınar, Kanık'ı hastanede ziyaret etme fırsatı buldu ve bu olayı şöyle anlattı:
“
Daha orta mektebin birinci sınıfında talebem olan Orhan'ı Cerrahpaşa
Hastanesi'nde son defa oksijen çadırının altında yarı çıplak, güçlükle
nefes alır ve o kadar güzel hayallerin yakaladığı dünyamızı yalnız akı
görünen gözlerinden boşanırken gördüğüm günü hiçbir zaman unutamam.
Şiirimize tatlı anlaşmazlığı ve lezzeti getiren zeka, kendisi olmaktan
çıkmıştı. ”
16 Kasım günü morgda yapılan otopsiden önce Sanat Dostları Cemiyeti tarafından Orhan Veli'nin yüzünün mulajı alındı. 36 yaşında ölen şairin cenazesi 17 Kasım 1950'de, Beyazıt Camii'nden kaldırıldı. Cenaze, akademisyenler, yazar ve sanatçılardan oluşan kalabalık tarafından Sirkeci'ye kadar taşındı, oradan bir otomobil ile Aşiyan Mezarlığı'na götürülerek defnedildi. Rahatsızlandığı sırada üstünde bulunan ceketin cebinden bir diş fırçasının sarılı olduğu kâğıda yazılmış Aşk Resmi Geçidi isimli şiiri çıktı. 1 Şubat 1951'de arkadaşları tarafından anısına Son Yaprak çıkarıldı. Tek sayı olarak basılan bu dergide Orhan Veli'nin daha önce yayınlanmamış Aşk Resmi Geçidi şiiri de yer buldu
> 16 Kasım 1935 Şair Celal Sahir Erozan.
(29
Eylül 1883, İstanbul - 16 Kasım 1935), Türk şair, yazar, yayıncı ve
politikacı. “Aşk ve kadın şairi” olarak tanınan sanatçı, dilin
sadeleşmesi gerektiğini savunmuş, Türk Dil Kurumu'nun kurucu dört üyesi
arasında yer almıştır.
Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati dönemlerinde
tipik bir 'Servet-i Fünun şairi', Milli Edebiyat döneminde 'Türkçü',
Cumhuriyet yıllarında ise 'Kemalist' bir kimlik kazanmış, Atatürk'ün
yakın çevresinde yer almış, milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde bulunmuştur.
Öncü Türk kadın şairlerden Fehime Nüzhet Hanım’ın oğlu, Cumhuriyet gazetesinin sahiplerinden Berin Nadi’nin babasıdır.
> 17 Kasım 1982 Eski milli eğitim bakanlarından Dr. İbrahim Öktem ve şair, yazar, ve tiyatrocu Suat Taşer.
(1904, Karaman, Türkiye - 16 Kasım 1982)
> 19 Kasım 1981 Şair Enver Gökçe.
1920 yılında Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı, Çit köyünde doğdu.
Yine kıymeti öldükten sonra bilinen bir şairimiz.
Son yıllarını Ankara'daki bir huzurevinde tamamladı. Enver Gökçe, 19 Kasım 1981'de yeğeninin Ankara'daki evinde öldü.
Enver Gökçe'nin bazı şiirleri Zülfü Livaneli, Timur Selçuk, Sadık Gürbüz, Kerem Güney ve Ahmet Kaya tarafından bestelendi.
Ayrıca Kasım ayında dökülen yapraklara yazarlar ve sanatçılar da eklenmiş,
kısaca isimleri ile aşağıda değinmek istedim...
23 Kasım 2011
Müzik dünyasının 70'li yıllardaki divalarından ve Savaş Ay'ın annesi Şükran Ay, hayatını kaybetti.
9 Kasım 2013
Gazeteci Savaş Ay gırtlak kanseri tedavisi gördüğü Samatya'daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
18Kasım 2013
Tiyatro ve sinema oyuncusu Nejat Uygur hayatını kaybetti.
18 Kasım 2000
Türk Sanat Müziği sanatçısı Yıldırım Gürses.
11 Kasım 1986
Yazar Fahri Erdinç.
13 Kasım 1949
Eğitimci ve edebiyat tarihçisi Hıfzı Tevfik Gönensay.
16 Kasım 2000
Alternatif müzik sanatçısı Ahmet Kaya.
Yine bilgi için teşekkürler Google, zira sen de olmasan nerden sahip olurduk, ulaşırdık bunca cevherlerin bilgisine..
(kısa bir not: Sadece şairlerin biografileri alıntıdır)
04.11.2015
Z. Nâr