YETER EY KÂTİP, YAZMA!!!

 

Ey rüyama dalarak bana kâbus gördüren

Yazma, aklından geçen her şeyi yığıp bir bir

Bir katrecik gülücük ile ömür sürdüren

Nice canlar içimde yaşıyor; görüp yazma

Elde sürme kalemi, diline sürüp yazma

Etme anlamadığın, her şeyi zanla tabir 

Unutmuşa benzeyen niteliksiz çokluğu

Ey bu âlem içinde varlığı ve yokluğu

Andan çok daha kısa âdemoğlu âdem sen

Nedir böyle başını döndüren, ruhta esen

Sakın ola aklından beni geçirip yazma

Taşıdığın testiden damla içirip yazma

Yazma, işler bitmedi; erken göçürüp yazma

 

 

Bir sabah olur duymam dalda öten kuşları

Bir gece gökyüzünde parlarken şen yıldızlar

Şafağın atışını göremem, içim sızlar             

Bir gece koşturarak aşsam da yokuşları   

Gidişi böyle ani, bu kadar zorlu yazma   

 

 

Yâr yükselip bakarken nuruyla asumanda

Yazma, üç beş gün için isimsiz öyküleri 

Bozmaya kalkışarak gizlendiğin dumanda

Gözler beni kollarken kendini yakıp yazma

Ve bildiğin her şeyle sulara akıp yazma

Bir gün mutlak okursun resimsiz öyküleri

Nice gelen ve giden insanın olduğunu

Anlarsın birçoğunun boşlukta kaldığını  

Söyler misin darlıkta sana güvence veren

Kimdir, Rabbinden başka; bağrına basan yaren

Derim ki, zanna uyup edebi yıkıp yazma

Sokaklara düşenle, yollara çıkıp yazma

Yazma, görmediğini; yalana bakıp yazma

 

 

Bir el tam sol göğsümde şu kalbimi sökerken

Bir darbeyle nefesim kesilirken şaşırıp

Güneşin batışını görmeden içsem şurup

Bir candan dosta veda edersem çok çok erken

Gidişi böyle ani, mekânı harlı yazma  

 

 

Yâr gelip başucumda, gözleriyle ışısın

Yazma, duyduğun sesi, aldığım zor nefesi

Kuşlar gagalarıyla ab-ı hayat taşısın

O halde gördün diye suyu içerken yazma

Yâr bana el sallardı gökte uçarken yazma

Yazma, kapatıldığım kirpikleri, kafesi

Yazma, gezerken yalnız, “biçaredir” diyerek

Hasret çektiği “ülke, yer neredir”, diyerek

Ey bizleri dinlemez, anlamaz yazıcı, ey!

Düştüğüm her tuzağı önceden kazıcı, ey!

Yeryüzünde bir ateş beni yakarken yazma  

Görsen de gırtlağımı o yâr sıkarken yazma

Yazma, ruhum çıkarken; yere akarken yazma

 

 

Gönlümde ukde kalır, gözlerimse boşlukta

Marifetli bir ulak uçururken apansız

Yüreğin atışını duymaz giderken cansız

Bir ana, bir canana ağıt yakar kuşlukta

Gidişi böyle ani, dağları karlı yazma  

 

 

Yazma, içimdekini; yeter ey kâtip, yazma

Ne olur, görmediğin ahvali tek tip yazma

 

 

(23.05.2012 / Elazığ)

Güneri Yıldız

( Yeter Ey Katip Yazma başlıklı yazı GüneriYILDIZ tarafından 22.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.