Yazmak sadece bir yetenek işi değil. Aynı zamanda bir cesaret işidir.

İlk ne zaman yazmaya başladığımı tam olarak hatırlamıyorum.Ama çocukluğumda ve gençliğimde karaladıkları mı saymazsak.Çok  eski bir mazisi olmadığını söyleyebilirim.
 
Gerçek anlamda yazmaya ilk önce Trabzon'da bir yerel gazetede makale yazan arkadaşımın yazılarına yorum yaparak başladım. 

Arkadaşım yorumlarımı hem kendisinin, hem de okuyucuların çok beğendiğini belirterek, artık benim de bir şeyler yazma zamanımın
geldiğini söylemişti.

Onun bu önerisi bana cesaret verdi. İlk önce şiir yazmaya başladım.Sonra nasıl oldu bilmiyorum nesir yazmaya başladım. 

Yazmayı çok seviyorum. Bu günlerde en çok hoşuma gidense sohbet,söyleşi tarzında yazılar yazmak.

Bu arada halen en büyük eksiğim imla kuralları. Öğrenemedim gitti bir türlü dersem yeridir. Yazdığım yazılardaki imla hatalarımı bazen arkadaşlarım mesajla uyararak düzeltmemi sağlıyorlar.

Bu konuda üyesi olduğum Sen de yaz sitesi bana çok şey kattı.

Tabi ki doğru yazmanın en önemli etkenlerinden birisi kırıcı olmayan eleştirilere açık olmak ve çok okumaktan geçiyor. 

Sen de yaz sitesindeki seçkin dost ve yazarların bu konuda çok faydasını gördüğümü itiraf etmeliyim.

Gün içinde yüreğimden ve beynimin kıvrımlarından o kadar çok şey geçiyor ki... Hepsini yazmaya kalksam sanırım masanın başından hiç kalkmamam lazım.

Tabi ki yaşanmışlıkların çok önemi var yazmakta. Yaşım gereği çok şey görüp geçirdim. Acısıyla tatlısıyla geçen bir ömür...

Hani hemen herkesten duyarsınız. Hayatımı yazsam bir roman olur diye.Galiba benimki de öyle. 

Dedim ya biraz cesaretiniz varsa yazarsınız diye, yeter ki o kıvama gelin su üzerine bile yazarsınız.

En güzeli de ne biliyor musunuz? Yazarak istediğinizi yapamazsınız ama  düşündüklerinizi, içinizden geçenleri güzel bir şekilde dile getirebilirsiniz.

Sözcükleri güzel kullanmasını biliyorsanız, yazdığınız yazı herkes tarafından okunur ve beğenilir. 

Böylelikle kendiniz için yazmayı düşündüğünüz yazı okuyucuya mal olur.

Tekrar ifade etmek istiyorum. Yazı yazmak bir sanattır ve ben halen bu
sanatın çok uzağındayım.

Bildiğiniz gibi yazı yazarken suya atlar gibi hemen olaya girilmez. Yazarken sadece parmaklar değil, beş duygu organı birden kullanılır.

Siz  yazarken görebiliyor, tadabiliyor, koklayabiliyor ve hissedebiliyorsanız.  Ancak o zaman okuyucularınız da aynısını yapabilirler.

Bir Fransız Filozofu "En iyi yazarlar bile çok konuşuyorlar!"demiş. 

O halde yazarken fazla görünen her şeyi atmalıyız. Gereksiz kelimeleri 
kullanmamalıyız.

Ama çok yap - bozcu da olmamalıyız. Düşündüğümüzü yazmaktan hiç bir zaman çekinmemeliyiz.

Kalemime ve kaleminize kuvvet. 

Dostumsun Sen de yaz, sen de yaz dostum.

Sarı çizmeli Mehmet ağa, varsın ödemesin hesabı...

                                                            Mehmet Fikret ÜNALAN

( Sen De Yaz Dostum başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 14.11.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.