boş

verip

şokola

dolasıya

boğuluyorsa

ekmeği yüzüne

çoğaldığı zamanı

-üçgen-


toprakbastı vermeden geçeceği düşünür

yokuşa sürmen gerek dediğin ana yazık

böyle gelenek olmuş seçersen biter azık

yoksa kastı germeden geçeğinde üşünür


öfkeseline düşüp geri dönüşünden bak

süremle dökülüşün yeldir zamanı keser

yöremle sökülüşün çeldir yamanı küser

solmuş yüzünden gürle sönüşünden ak


sabahın korosunda sunulan ezgiydi an

toprakla direnişten dirilerek şahlandık

beylerle başarıydı sonra padişahtandık


sürükle torosunda yonulan sezgiydi an

çatal matal yüreği düşürüp dostluğuna

kurdu girmek isteği üşürüp postluğuna

-gülce sonem-


Silenin son parmağı

Edirne’nin kaymağı

Rize’nin de koymağı

Çekilmez mi sandınız

El çekmezle kandınız

-akrostiş-

 

komşusuna bakıp huyu

soğuktur derindir kuyu

içmeyenlere ne derim

karpuz çatlatandır suyu

 

öyküsü başında yanmış

özümsenmemişe kanmış

içmeyenlere ne derim

şişesinden dil tıkanmış

 

güneş alnımıza vurdu

çölde sıcaktı kavurdu

içmeyenlere ne derim

yelde saçları savurdu

 

kalburu saman içinde

nalburu zaman içinde

içmeyenlere ne derim

salburu çimen içinde

 

akarsuyun süzerinden

tırtıkladı benzerinden

içmeyenlere ne derim

balı kaymak üzerinden

 

ozan efem gerçeği gür

alından al daha özgür

içmeyenlere ne derim

şenliğine dağla böğür

-mani türü hece-

 

 

yamaca sürdük yolu

yoluna dürdük çulu

çuluna büzdük kolu

koluna alır mı yar

 

yar dibine baktığım

baktığımla aktığım

aktığımla yaktığım

yaktığımla çamı yar

 

yarına kalma dedi

dediğin çalma dedi

dedikçe alma dedi

dediğimle tamı yar

 

yarısı sende kalsın

kalsın bende alsın

alsın günde balsın

balsına kalır mı yar

 

yarada tuzum oldu

oldun akşamı soldu

soldun eceye doldu

dolduğa salır mı yar

 

yarada ozan efem

efem incisi küfem

küfeme açık büfem

büfem alçalır mı yar

-gülce zincirleme-


toprağı avucunda doldurursa saksıya

gözlerinden sinerdi gökyüzünde ineni

oksijene depodur can verince yaprağı

dineni görünür mü zamanıyla yaşadın

 

okyanusta doluşu boşuna değil elbet

ne akarsu yatağı ne derelerde kurur

sabret dedikçe gönlüm şahlanır ezeli

döner döngüsüne su silinmesizliğine

 

kınalı keklikleri ötüşünden uzaklar

çağları öne düşer yakına gelir hemi

şenliğin içindedir ova kondu konalı

demi düşeli çayla burnuma tüterliği

 

sakladığın yerdeyse aklına gelesiye

takatuka içinde görünce ne şaşırdın

gülesiye kalmadı sevincin doruğuna

sürdüğüne aşırdı ne çoğalır baduka

 

ucuna çatallanmış esiyor kokusuna

ozan efem aldırmaz düşüne dalışına

neyi gördüğünüze bakınız sonucuna

çalışına imrendi iç geçirdiğin yerde

-gülce çaprazlama-

toros:kütüklerin tepelerine açılan,kolay sürülmesini sağlayan kayış yada ipin geçirildiği delik

salbur: ağaç çubuklarından,sazdan, ipten örülen ayakkabı

salır: saldırgan

baduka: patates

041112denizligülcebahçe

( Toprakbastı Vermeden başlıklı yazı Ozan EFE tarafından 11/4/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.