Karaağaç diye virane yurda
Ekildim ne yaprak, ne dal yeşerdi
Güneşin altında çorak bayırda
Yandıkça kabuksuz gövdem pişerdi
Bulut göz yaşından rüzgar saçından
Toprak göç vermişti kendi göçünden
Bir yara nüksetti yara içinden
Bağrımı incecik zerre eşerdi
Asardı dalıma yırtık çuvalı
Ben miyim çoban mı yoksa davalı
Viran yurda ağıt yakan kavalı
Her akşam yeniden yara deşerdi
Su uğramaz damla geçmez kökümden
Çatlayıp eğildim aynı bükümden
Gün geçtikçe bıktım kendi yükümden
Geceye gözümden zifir düşerdi
Bir Ceylan ürkekçe gölgemde durdu
Avcı nişan alıp küfür savurdu
Tek ceylanı vursa; beni de vurdu
Kökümden söküldüm bu nasıl şerdi
16/09/2012