Serbest Kürsü / Biyografi

Eklenme Tarihi : 16.08.2009
Okunma Sayısı : 2153
Yorum Sayısı : 0
M.NİHAT MALKOÇ

Halkımız, dünyadaki ömrün kısalığını ifade etmek için "Üç günlük dünya…" ifadesini kullanır. Gerçekten de öyle değil midir? Dünyadaki yaşam süresi ebedî hayata göre 'üç gün' gibi kısa bir zaman diliminden ibaret değil midir? Türkiye'de ortalama ömür erkeklerde 65, kadınlarda 70 olarak hesap ediliyor. Bunu güne çevirdiğimizde erkeklerde 23725, kadınlarda 25550 güne tekabül ediyor. Hafta olarak da erkeklerde 3380, kadınlarda 3640 haftaya karşılık geliyor. Aya çevirdiğimizde erkekler ortalama 780, kadınlar ise 840 ay yaşıyor. Bu ortalama ömrü saate, dakikaya, hatta saniyeye bile çevirebilirsiniz. Demek ki önümüzde bir ömür harmanı var. Bu harman her gün eksiliyor; eksilenin yerine yenisi gelmiyor. Yani hep tüketiyoruz takvim yapraklarını. Her gün biraz daha yaklaşıyoruz sonsuzluğa, hesap vermeye.

Gün geçmiyor ki bir yakınımızı, bir tanıdığımızı kaybetmeyelim. Vakti dolan ebedî yolculuğa çıkıyor. Bu sessiz yolculuk bize Yahya Kemal Beyatlı'nın şu dizelerini hatırlatıyor: "Artık demir almak günü gelmişse zamandan, / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. / Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; / Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. / Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden. / Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden"

Büyük şair Yahya Kemal Beyatlı'nın "Sessiz Gemi" şiirinde tarif ettiği bu 'sessiz yolculuk' dünyanın ölümü anlamına gelen kıyamete kadar fasılasız olarak devam edecektir.

Geçenlerde ablamın kayınpederinin cenazesine gittim. Gün boyu ölüm atmosferini teneffüs ettim orada. Musallada kendimi gördüm bir an. 'Ya teneşirdeki ölü ben olsaydım…' diye düşündüm. Geçen ömrümün hesabını rahatça verebilir miydim? "İbret için ölüm yeter" diyor Resulullah Efendimiz… Bizler musalladakine değil, kendimize ağlayalım. Çünkü bizler de bu yolun yolcusuyuz. Yolun neresinde olduğumuzu sadece yüce Rabbimiz bilir.

Güneşli Köyü'nden Hacı Osman Öztürk'ü de kaybettik. O da Hakk'a yürüdü. 'Kimdir Hacı Osman Öztürk; hakkında yazı yazılmaya değer ne iş yapmıştır?' diye merak edeniniz olabilir. Söyleyeyim dostlar… Edebî âleme uğurladığımız Hacı Osman Öztürk, yıkılmaya yüz tutmuş bir camiyi büyük bir cesaret ve hayırseverlik örneği göstererek yıkıp yeniden yapmıştır. Bugüne kadar onlarca kişinin düşündüğünü, o gerçekleştirmiştir.

Benim de köyüm olan Güneşli'nin eski bir camii vardı. Yüzyılların eseriydi bu eski ve yorgun cami… Her bayramda caminin yıkılıp yenisinin yapılması planlanırdı. Herkes bu konuda görüş sarf ederdi. Fakat sözler hep ortada kalırdı. Tabir caizse havanda su dövülürdü. Bu konuşmalar, planlamalar ve tartışmalar yıllarca öylece devam etti; netice bir çözüm bulunamadı. Ta ki hayırsever Hacı Osman Öztürk işe el atıncaya kadar… O, işin içine girdi ve büyük bir hayırseverlik örneği göstererek caminin yıkımına ve yerine yenisinin yapılmasına karar verdi. Yani caminin yapımını üstlendi. Caminin yapımının organizasyonunu üzerine aldı. Cami kısa sürede yıkıldı. Osman Amca hayırsever insanların ayağına giderek onlardan cami için belli miktarda para topladı. Fakat caminin masraflarının çoğunu kendisi karşıladı. Yıllarca tartışması süren ve adeta yılan hikâyesine dönen cami yapımı Hacı Osman Öztürk'ün işe el atmasıyla kısa sürede gerçekleşti. Bilenler bilir, çok güzel olan bu cami Güneşli'de köylülere şimdi hizmet veriyor. Caminin iki minaresinden biri henüz yapılabilmiş değil. O da bir hayırseverin yardımını, himmetini bekliyor. Böyle bir hayır hikâyesi Güneşli Camii inşası.

Güneşli Camii'nin yapılmasında çok büyük bir hayırseverlik ve gayret örneği gösteren Hacı Osman Öztürk de her fani gibi hayata veda etti. İzmit'te yaşayan Öztürk, 21 Haziran 2009 Pazar günü İzmit'te toprağa verildi. O öldü ama onun dünyadaki en büyük eseri olan Güneşli Camii, Müslümanlara hizmet etmeye devam ediyor, kıyamete kadar da edecek. O eser yaşadıkça onun banisi olan merhum Hacı Osman Öztürk'ün amel defteri de açık kalacak. Çünkü O, hayırlı bir hizmet kapısının açılmasına vesile olmuştur. Allah'ın dünyadaki evi olarak sayılan bir camiyi Müslümanların ibadeti için inşa ettirmiştir. O; yaptığı bu büyük eserden dolayı, Allah'ın izniyle, manevî lütuflara mazhar olacaktır. Allah rahmet eylesin.
( Hayırsever Bir Sima: Hacı Osman Öztürk'ün Ardından başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 16.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.