Ortasından kırılan bir kalbi taşıyorum
Üzerime karabasan olup çöken gecede
Acının renklerinden albüm yaptım defterime
Rivayetler var öleceğimi söyleyen
Sustuğumda kapanacak gözlerim
Kefaretini peşin ödedim ecel diyetlerimin
Yirmi dokuz harfi tükettim yeminime
Ardında sürüklendiğim infiallerimle yarınsızım
Şuursuz kaldı söyleyeceklerim
İşte bu yüzden
Acil tedavi istiyor kalp kapakçıklarım
Yüzüne yakışmıyor nefretin izleri
Neden söylemedin ki cehennemime habersiz girdiğini
Yüreğimin mezarlarına yerleştirdim sevgini
Ölü doğum dedi ebe kadın
Ölüme çarptığında kalp ağrılarım
Kalbine gidemiyorsam gidecek yerim yok demekti
Alın yazımda ağaçlar dökmez yapraklarını ayaklarıma
Gülüşünü taklit ediyor orman kuşları
Genzime bulanan kokunu yutkunuyorum
İçimde serseri bir isyan sessizliğine
Bekleye bekleye sancısı tutuyor kalp ağrılarımın
Nuh tufanın'dan bir gündeyim
Bir cerrahın elinde yirmi sekiz kere bölündü yüreğim
Kıblesinin ayarı şaştı yorgun ayaklarımın
Beyhude yakarışlarını sür içimde ki namluya
Vursunlar beni buralardan değil diyerek
Unutma ki seviyorum diyebilmek değil bütün marifet
Dokunulası ipek tenin uzak olmasaydı
Karanlığın yollarında bulacaktın kalp ağrılarımı
Işıklar gözüme gözüme diktikçe bakışlarını
Senden başka herkesindir sebil yüreğim
Sinende kaç baharı daha öldürmeliyim saçlarının
Ve nasıl iyileştirmeliyim kanayan yaralarımı
Bileklerimde intihara meyilli yolculuklar
Diyorum ki yüreğime bulaşan bakışlarını
Çek üzerimden
adem efiloğlu / ahir-i fırtına