Eskilerde postacı yolu gözlerdim, bu da teknoloji postacım, ama postacıların en özeli, en güzeli, en sıcağı, doğum günü pastası gibi, babalar gününde çocuklarımdan aldığım bir hediye gibi, bir demet çiçek gibi, öyle hoş, öyle sevecen ki..

 

Bayılıyorum bu ifadeye, kırmızı beyaz blink blink yanıp sönüyor, bazen unutuyorum okudum’a tıklamayı yine yanıp sönüyor, bir giriyorum ki önceki yorum, olsun bir daha okuyorum. Bu duygum zaman zaman da bir tutam endişe ve merakla besleniyor zira algılamasının riskli olduğunu düşündüğüm bir yazı almışımdır kaleme, okuyucu kitlesinin nitelikli yaklaşımları bu stres yönü ağır basan saniyelere kaim bilinmezliği gideriyor tabii ki günler geçtikçe.

 

Bazen de düşünüyorum acaba gereğinden fazla mı önem atfediyorum bu geri bildirimlere diye, hemen aklıma daha fakülte birinci sınıftayken Toplum Bilim’e Giriş dersinde okuduğum ve o günden bu yana kelime kelime ezbere bildiğim ayna benlik kavramı geliyor, bilirsiniz ama ben yine de paylaşmak istiyorum, alıntı demeyeceğim zira aç kapa parantezler dahil her karakteri ezberimde : )) “  Ayna benlik ( looking-glass self ) kavramı, benliğin kişiler arası ilişkiler içerisinde ve diğerlerinin tepkilerine göre oluştuğunu vurgulayan benlik anlayışının anahtar kavramlarından biridir. Ayna benlik kavramı, teorik temellerini Hegel'in Efendi-Köle Diyalektiğinde ve Cooley ile Mead'in benlik anlayışlarında bulmaktadır. “ . Zorunlu derslerimizden olmadığı halde bu ifade beni Felsefe ile de tanıştırmıştı ve bence çok büyük bir şanstır ki Zerdüşt ile başladı bu felsefe okuma, belleme merakım. Eğer tekrar tekrar satır ve sayfa okumalarını sayarsak ben diyeyim ikiyüz üçyüz, siz deyin bin ikibin kaç kere okuduğumu anımsamam da bilmem de. Tam olarak hiçbir zaman benimseyemedim Nietzsche’yi ama hayranım zira bana kazandırdığı ufukla onlarca düşünürü okumamı nedenledi, çok değerli eserlere, çok değerli alternatif fikirlere ulaşmama mesnet teşkil etti, kim bilir belki de bu dahi genç profesörün amacı insanlara sadece okuma, öğrenme ve nedensellik felsefesini aşılamaktı, şimdi de bir başka dahi Orson Welles’ın Yurttaş Kane’i geldi aklıma uzak bir alaka ile ve halen gizemi çözülememiş “ Rozebud “. Neyse efendim konuyu toparlayamayacağım ama “ 1 Yorumunuz Var “ bildirisi bana hep bu çerçeveleri de çağrıştırır, takarım gözüme ve okumaya başlarım.

 

İnsanın kendi dışsal yansımalarını anlayabilme talebiyle düşünsel çıktılarını arz etmesi ne kaliteli, ne sevecen bir duygu. Bayılıyorum ben bu “ 1 Yorumunuz Var “ a, daha bir bayılıyorum “ 2 Yorumunuz Var “ a, ilgi ve alaka fukarası mıyız ? Bence anlamsız bir sorgulama bu .. İçimden çıkıp sağda solda boy göstermeye çalışan ben’leri görüyorum izleyicilerin gözünden, kendimim aslında merak ettiğim, Rabbimin bu kusursuz varlığınadır merakım, anlamaya çalışan çabalarım, iyi belleyeyim kendimi ki kullanma kılavuzumu iyi anlayayım, doğru kullanayım, Rabbime şükrümü böylelikle ifa etmeye çalışayım, kendimi iyi tanımadan insanlığa nasıl yararlı olabilirim ki ? En başta aileme, işime, mahalleme, kentime, ülkeme ve nihayetinde dünyama. Tabii ki bir de iyilik tasarruf boyutu var öteki tarafta ayazda kalmamak adına : ))

 

Velhasıl-ı kelam hayranım  “ 1 Yorumunuz Var “  ifadesine.

 

Yani siz de…. Şimdi ben olacağım ve böyle bir makale yazacağım, beş dakika sonra baktığımda “ Onyüzmilyonbin Yorumunuz Var “ ifadesini görmeyeceğim, öyle mi ?? : ))

 

Saygılarımla Efendim,

Mehmet Çağatay Ünlütürk


 

NOT : Sen de yaz net’in dikkatli ve düzenli aralıklarla kullanılması gerekiyor, alışkanlık yapabilir, ben daha dün kendi kendime triplere girip “ yok arkadaş fazlaca yazmayacağım bundan böyle “ dedim ama şekilde görüldüğü üzere, öncelikle çok yakın ve kadrolu yorumcum Sayın Ayşe DURAN Hanımefendi’den özür dilerim yine beni okumak durumunda kalacağı için, güya nadir yazacaktım : ))

( ( 1 ) Yorumunuz Var başlıklı yazı MCU :) tarafından 31.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.