Senelerdir aynı duygular içindeyim. Bu hisler hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. İyi de, tamam da ne zaman bitecek? Aslında öyle çok fazla sene de geçmedi şu yirmi dört yıllık yaşantımda. Ama neden asırlardır yaşıyor muşum gibi geliyor anlamış değilim.

Bilmiyorum. Hiçbir şey hakkında yeterince bilgi sahibi değilim. Ama şunu biliyorum; dünya bir gün hiç de iyi bir yer olmayacak. Hiçbirimizin bu dünyaya ait olmadığını düşündüm ve bu sonucu çıkardım. Eğer bizler bu dünyaya ait canlılar olsa idik, her şey kötüye gitmez iyiye giderdi. Bu yaptığım basit hesaplama içerisinde çok büyük sonuçlar barındırsa da, umutlu olmak da kaderimiz galiba.

Bizler umut ederiz ve umut ettiğimiz kadar yaşarız. Dünya durmadan döner durur, biz de dünya ile birlikte döner dururuz. Doğarız, belli bir müddet yaşarız; iyilik kötülük görürüz ve ölürüz. İlk insandan beri durumumuzda bir değişiklik olmadı benim bildiğim. Ama bu sanki asırlardır yaşama düşüncesi beynimi kurcalayıp duruyor. Neden herkes gibi normal değilim diye düşünüp durdum kendimi bildim bileli. Göğe bakarım başka bir dünya görürüm, ağaçlara insanlara, dağlara ve kısacası bu dünyadaki her şeye… Arada sırada insanları severim. Arada sırada kendimden nefret de ettiğim olur. Kim olduğumu ve nereden geldiğimi düşünürüm. Herkesin oradan geldiği ama kimsenin tam manasıyla bilemediği o âlemi düşündüğüm de olur arada bir.

Bir akşam vaktiydi. Evden çıktım, bir yandan yavaş yavaş yürüyor, bir yandan ise güneşin ne müthiş bir güzellikle battığına şahit oluyordum. Mahallemizdeki caminin avlusuna geçtim oturdum. Bir yandan çocuk sesleri, bir yandan caminin müthiş huzur veren manevi havası ve kavak ağaçlarının hışırtısı. Düşündüm. Ruhlar âleminde gördüm birden kendimi; bekliyordum. Mekânsız bir boyutta bekliyordum. Kimse yoktu yanımda ama biliyordum herkes oradaydı. Zamansız bekliyorduk. Hepimiz Allah’a gönülden boyun eğmiş, söz vermiştik. Yaratılmayı bekliyorduk. Oturduğum yerden birden kendime geldim. Daha fazlasını düşünemiyordum. Belli ki Cenab-ı Hak daha fazlasına izin vermiyordu. Toparlandım ve zamanın akışına tekrar bıraktım kendimi.


Mehmet ÇİFTCİ
30 Temmuz 2009
( Ağır Düşünceler başlıklı yazı MehmetÇİFTCİ tarafından 4.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu