Beş bin yıllık sevdanın ışıklarını tutuşturacak
Bu ömrümde de aşkına ahir mekanlar tuttum
Adımızı kazıdım silinmez izlerle Güneş’in ortasına
Işıklarından başına duvak yaptım…



Meramının dilinden mektuplar sıralanmış duymadım!
Körmüşüm ruhuma düşen dizelerinin her satırına
Sağırsın diyordum sana ... yanılmışım sevgilim
Suskular sırnaşmış aşktan körelmiş kulaklarıma…



Savaşlar yapıyordum kendimce oysa rakipsizmiş meydanlarım
Körlüğümün cezasını çekiyor şimdi yanlış çıkan hesaplarım
Masum gözyaşlarımı döküyorum nesir nesir kağıtlara
Yığılıyorum tükenmiş bir ruh hali ile alacakaranlıklarıma…



Ah! Sevgilim sızılarım içimde patlıyor volkan volkan
Savruluyor sahile vuran lavlarım denizin köpüklerinde
Küllerim yere düşerken ıslanan yağmur edasında
Mahcubiyetimi sunuyorum ezilsin ayaklarının altında…



Yüreğimde ki uçsuz coğrafyalara nur pencereleri açılıyor
Kanatlanıyorum koşar adım geldiğin aşkımızın üzerine
Beş bin küsur yıllık tarihi yeniden inşa ederken
Arınacağız ruhumu saran bütün korkulardan…


Gözlerine baktığım gün miladım oldu sevgilim
Ne ateşler tutuşturdun sakladığın bir bakışınla
Aşkının raksındayım dönüyorum efil efil
Ahirlik bir sevdayı yaşıyorum sonsuz sessizlikte…


//Sessizlik ki içimde sana dair haykırdığım en büyük cümle//




adem efiloğlu / bir garip ademoğlu
( Ahirlik Sevda başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 3.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.