Sevgili anneciğim,

 

Melek yüzlüm, nur tenlim.. Şuan sana bu mektubu yazarken her zaman olduğu gibi yine karşımdasın tüm masumiyetinle. Boynun hafif bükük ve bana bakıyorsun bütün sevimliliğinle. Bir sıkıntın yok değil mi? Peki bir arzun, isteğin? Bak şimdi tam kendimi yazıya kaptırmışken istersen bir şeyler... Yok yok kızmam, kalkar getiririm ne olacak, yine yazarım nasılsa. Hem ne zaman kızdım ben sana, de bakayım? Tamam belki istemeden "of" demiş olabilirim, ama vallahi de billahi de istemeden demişimdir, kesin uykulu bir halimdeyimdir.. Biliyorsun uykumda huysuz oluyorum ben ve ne yaptığımı hatırlamıyorum :( O yüzden sen uyumadan ben de uyumamaya karar verdim ya can tanesi :) Hatta nete gece girdiğim için bana uygunsuz yakıştırmalarda bile bulundu kimisi. Ama takmadım ki kafama, onlar ne bilecekler elimde var senin gibi bir inci tanesi. Ne bilecekler ki! Hem bilmesinler de zaten, sen öğretmedin mi ki bana içim kan ağlasa da gülümsemesini..

 

Hiç unutmuyorum çocukluğumu.. Senin babamdan haksız yere yediğin dayaklarını, ağzından kan gelirdi.. "Ağlama anne "der, eteğine yapışırdım.. " Yok bir şey kızım, boya o boya" derdin beni kandırdığını düşünerekten. Yine girer yatardın usulca o adamın koynuna. Bazen ondan alamadığın hırsı benden çıkarırdın sanki, ya da ne bileyim bana mı öyle gelirdi ki? Bir keresinde düşmüştüm de " Anne, anneee..!" diye ağlayaraktan yanına gelmiştim üfle diye.. "Biraz da baba diye bağır!" demiştin.. Baba diye bağırdım, duyamazdı ki beni işteydi çünkü. Hem duysa da senin öpüşün gibi olmuyordu onunkisi. Geçmiyordu ki sızılarım.. Bazen de bilerek ağlardım, öp beni diye..

 

Beş tane kardeşim vardı, bakamayacağını biliyordun ve "Allah rızkını verir" diyerekten dünyaya getirmiştin. O zamanlar küçüktüm ya, bana oyun gibi gelirdi. Sonrasında sana isyan edeceğimi nerden bilebilirdim ki. Son üç tanesinin sorumluluğunu bana yüklemiştin, sen işe giderken.. Okuldan gelince çantamı atar bir kenara, kıyafetlerimi dahi değiştirmeden sofra kurardım kardeşlerime. Birlikte yerdik. Aslında şimdi düşünüyorum da iyi ki bakmışım onlara iyi ki! Tamam yine kızdırıyorlar beni, hatta şimdi bunları yazarken diğeri kafamı kurcalamak için elinden geleni yapıyor bile.. O yüzden geceleri seviyorum bir nevi.. Herkes uyurken sen ve ben...

 

Bir de hiç unutamadığım banyo sahnelerimiz vardı :) Kaynar suyu dökmüştün; kazandan alıp bilmeden.. Kaçmıştım da yine bilmediğinden kafama vurmuştun maşrapayla. Acımamıştı ki! Cidden bak, sen öp diye ağlamıştım o esnada. Şimdilerde ben senin annen gibiyim benim narin kelebeğim.. Hastane zamanlarımızı hatırlıyorum da... Ameliyat olup evime gideceğim diyerekten emanet etmiştin kendini doktorların eline. Nerden bilebilirdik hayatın bizi buralara kadar sürükleyeceğini, hem de her şey yerli yerinde giderken, tam kendimizi düzlüğe çıkardık derken.. Herkes sana öleceksin gözüyle bakarken, ben gülümseyerek sevdim seni.. Duygusal yaklaşıyormuşum ya güya! İnanmamışlardı beni öptüğüne gözlerini dahi zor açarken. İlk benim adımı söylemişsin, ama ben yokken.. Haftada bir eve gelirdim kıyafetlerim için, onda da adımı söylemişsin işte, yandaki refakatçi söyledi sabahın kör vaktinde yanına geldiğimde.  Kaç aylar kaldık be anne.. Baksana kaç yıl geçti şimdi 2008'in mayıs ayından bu yana.. Bıkmıyorum ki sana bakmaya ben, insan hiç bıkar mı canından? Hani kimisi evlen diyor bana ya, onlar ne bilecekler ben en büyük mutluluğumu senin yanındayken yaşıyorum. Ne bilecekler ki bana sesinin yetmediği halde şarkılarla eşlik ettiğini ve dualarını.. Bir Allah razı olsun demenle yaşadığım hazzı.. Ha nerden bilecekler ki! Ama sana çok kızmıştım bir zamanlar.. Daha liseyi yeni bitirmişim ÖSS hazırlığı yaparken kalabalıklar içinde kendi çabamla, görücü haberi gelmiş onu söylemiştin.. Ne çok kızmıştım sana! Hem evlenseydim daha mı iyiydi? Kim bakardı sana benim sevdamla..

 

Yokluğunu düşünemiyorum.. Tek kişilik yatağının kenarında kıvrılıp uyumanın rahatını şu çift kişilik yatak vermiyor bana. Söylesene ne yaparım ben sensiz,  hem bu kadar çocukla.. Bikere sen telli duvaklı gelin edeceksin beni o hazırladığın çeyizlerle. Kına gecemde ağlayacağız birbirimize sarılıp ve daha torun seveceksin ya hu! Yok öyle hemen pes etmek. Daha yaşın başın kaç ki hem..  Yok öyle yağma tamam mı, sözün var bana, ayağa kalktığın ilk an pikniğe gideceğiz Kaymakdonduran'a..

 

Yine ameliyat demiş doktor, bu defa çok daha iyisi olacaksın! Her rüyamda  eskisi gibi şenşakraktın.. Diğer çıkan rüyalarım gibi bu da gerçekleşecek inanıyorum ben. Sabır, sabır bak gün doğmadan neler doğacak daha. Biz neleri atlattık seninle, bunlar ne ki!


Seni seviyorum güzel kadın, seni seviyorum canımın candan en içi.. Seni çok ama çok seviyorum bunu sakın unutma.. İyi ki benim annemsin, iyi ki senden almışım güzel özelliklerimi, iyi ki varsın hayatımda.. İyi ki..

 

Mektuba son verirken, her zamanki öptüğüm o kulağın ve boynunun birleşimindeki ter kokunu içime çekerek bitiriyorum..

 

 

*

*

*

 

Sevinçli

 

 

 

NOT : Sadece dua istiyorum, sadece....

( Özel Birine... başlıklı yazı Sevinç A. K. tarafından 30.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu