Yaban gülleri
derip, hicazları yaktınız,
Neylere aşk
sermeden segâhlara aktınız,
Bitimsiz hüzünlerle hüzzamlara baktınız,
Ne gün
yığacaksınız gönüllere şahika?
Zaman yetim mi
kalsın, yok mu çareniz başka?
Itrilerin
neşesi solup durdu bu gece,
Sevdalarım
hoyratça yarıldı hece hece,
Kalbimin
otağına getirdiniz bilmece,
Ne gün
yığacaksınız gönüllere şahika?
Zaman yetim mi
kalsın, yok mu çareniz başka?
Yahyaların güftesi
şehrimden uzaklaştı,
Saadettin
Kaynaklar özümden ıraklaştı,
Farkında
değilsiniz, kahır vakti yaklaştı,
Ne gün
yığacaksınız gönüllere şahika?
Zaman yetim mi
kalsın, yok mu çareniz başka?
Hani nerde
Yavuz’un titreyen şir pençesi!
Bilin ki
dertli şimdi canlarımın bahçesi.
Neden girmez
dillere sevdaların lehçesi?
Ne gün
yığacaksınız gönüllere şahika?
Zaman yetim mi
kalsın, yok mu çareniz başka?
Pervane
makamları neşeyle seremiyor,
İstikbali
arzuyla, hevesle göremiyor,
Nedir sizin
kastınız, menziller öremiyor?
Ne gün
yığacaksınız gönüllere şahika?
Zaman yetim mi
kalsın, yok mu çareniz başka?