Yozgat ilgi alanımız, halkın yaşayışı ve kültürünün incelenmesi de aydınlar olarak görevimiz. Bu anlamda Kültür Müdürlüğümüzle birlikte çalışıyor, kültür-sanat adına yapılan faaliyetlere de destek veriyoruz. Maddi imkanlarımızın yetersiz olmasına rağmen…


Yenice Köylü, Necati Duyar kardeşimizin bizden bir ricası vardı. Köylerinde meftun olan ve köy halkınca büyük-küçük evliya diye tabir edilen iki ayrı türbenin araştırmasını yapmak; kimdirler, neç’dirler, gerçekten de burada bir yatır var mı? Tarihi kaynaklarda bilgisine rastlanıyor mu?


Bu ricayı kırmamak adına köylüleri dinleyip bir alan araştırmasında bulunalım dedik. Necati Duyar’ı da alarak üç arkadaşımızla birlikte bu köye gittik. Yenice Köyü’ne bu ilk gidişimiz. Güzel bir alanda kurulmuş olan köyü, sade görünümlü, az ağaçlı, tarıma elverişli, suları bol, 50-60 hane civarında bir yerleşim alanı olarak gördük. Eski bir yerleşim yerinden çok, adına uygun yenice bir köy olarak kurulmuş olabileceğini düşündük.


Önce halkın büyük evliya ve küçük evliya diye tabir ettikleri mekanda bir inceleme yaptık. Kerkenez Harabeleri’nin batısında, harabeleri karşıdan gören bir tepe üzerinde, alana da hakim olan noktada durduk. Alabildiğine esen kuvvetli bir rüzgarın eşliğinde hem büyük evliyanın, hem de küçük evliyanın (Halkın tabiri ile) (Sonradan yapılmış olduğunu belirlenen) mekanını gezdik.


Yenice Köyü’nün kuzeyinde yüksek ve çevreye hakim bir tepe üzerinde konumlanmış olan bu mekan bölgenin nöbet noktasını gösteriyor. Kerkenes Dağı, Esenli Kasabası ve çevre köyler bu noktadan rahatça görülebiliyor ve izleniyor. Her şey kontrolünüz altında.


Tepenin alt kısmında, Kerkenes Dağı’na bakan yamacında Alim Pınarı’nın olduğunu anlattı köylüler. Burasının eski bir yerleşim alanı olduğunu anlattı köylüler. Burasının eski bir yerleşim alanı olabileceğini ifade ettiler. Alim Pınarı çevresini yerleşim alanı olarak düşünürseniz, bu iki (küçük ve büyük) tepeye sevilen insanları defnetmemiz gayet normal bir hadise olabilir. Biz de bu manada değerlendirdik. Büyük ve Küçük Evliya tanımlamasını.


Kuvvetli rüzgarların etkisiyle sıtmaya tutulmuş hastalar gibi sallandığımız bu mekanın kabir defni için seçilmiş alan olması muhtemel gibi gözüküyor. Yapı taşlarının bulunması burada bir yerleşimin olabileceğini ispatlıyor. Bir gözetleme noktası olarak kullanılmış olabileceği gibi mezar olarak da kullanılması muhtemel.


Yenice Köyü’nde görüştüğümüz köylüler bu mekanı yağmur duası için kullandıklarını, her dua sonrası mutlaka yağmurun yağdığını, köye yağışın bu alandan inerek düştüğünü ifade edip oraya duydukları saygıyı dile getirdiler.


Bizimle birlikte mekanı gezen Şevket Bayındır ve Necati Duyar, Büyük ve Küçük Evliya (Yağ ve Yahya Baba) hakkında rivayete dayalı (üçüncü şahıslara yönelik) bir çok şey anlattılar. Ancak bunları eski tarihi kayıtlarda bulmak imkansız Bunları efsanevi bilgiler olarak kayıtlarımıza aldık.


Bu mekana yüksek beton arma (iki ayrı noktaya) kabir yaptıran Şevket Bayındır bize şu rivayeti anlattı.


Yenice Köyü’nden bir vatandaş ciddi bir sıkıntı yaşıyor. Sıkıntının geçmesi için Allah’a dua ediyor. Duasına sıkıntısının geçtiği takdirde Yağ ve Yahya Baba türbelerini yaptıracağına dair söz veriyor. Sıkıntıyı anlatıyor, dertten kurtuluyor. Ama türbeleri yaptırmıyor.


Bir yolculukta (Bolu Dağları çevresinde geçtiği ifade edilen) karşısına aksakallı bir derviş çıkıyor; “Verdiğin sözü neden yerine getirmedin, o türbeleri neden yaptırmadın?” diyor. Bunun üzerine adam köye dönüp beton arma ilkel iki ayrı noktaya mezara benzer döküm yaptırıyor.


Anlatılanlardan etkilenen, buraya saygı duyan, mekanın garipliğine üzülen Şevket Bayındır (Necati Duyar’ın dayısı) Yağ ve Yahya Baba’yı yaşatma adına her iki mekana (Büyük ve Küçük Evliya Mekanı olarak bilinen noktalara) taşları ve beton mezarı söktürüp yerine iki ayrı mezar yaptırıyor. (Yerden 1-1,5 yüksekliğinde olan bu beton mezarları çok zor şartlarda yaptırdıklarını ifade ettiler.)


 

Yağ Baba – Yahya Baba (2)


 

Yozgat Merkez Yenice Köyü çevresinde Yağ ve Yahya Baba çevre incelememizin akabinde tekrar köye döndük. Köy konağında Yenice köylü vatandaşlarla görüştük. Ekipte ben, arkadaşlarım emekli öğretmen Nuh Şahin, şair arkadaşım Salim Gülbahçe vardı.


Köy konağında tatlı bir sohbete daldık. Yağ Baba-Yahya Baba kim? Neden saygı duyuluyor? Geçmişi hakkında bilgi var mı? Halkın anlattığı efsaneler nelerdir? Kerametleri ile ilgili anlatılan hikayeler var mıdır? Bunları sorduk - sual ettik.


Önce çekinerek geldiler ancak yanımızda aynı köyden Necati Duyar ve dayısı Şevket Bayındır olduğu için sohbetimize katılanlar çoğaldı. Elbette ki anlatılanlar hikaye (efsane) türünde üçüncü şahıslara dayalı hikayelerdi. Elinizde bu bilgileri doğrulayan yeterli kaynak olmadığı için bu iki mübarek zatla ilgili doğru bilgilere ulaşamıyoruz.


Halk içinde anlatılanlar var, saygı duyulduğu bir gerçek. Yeterince araştırma yapılmadığı da doğru ama bu bilgisizlik burada oturanların ilgisizliğinden kaynaklanıyor. Necati Duyar ile Şevket Bayındır’ın çabası da yetersiz kalıyor. İnşallah çabaları ve emekleri zayi olmaz.


Yağ Baba-Yahya Baba ile ilgili köylülerin anlattığı hikayeleri-efsaneleri dinledik, notlar aldık. Var olan bir gerçeği “Yok” gibi göstermek, “Yok olanı” var gibi empoze etmek bizim araştırmacı kişiliğimize ve insani yönümüze de yakışmaz. İncelemeyi tarafsız bir değerlendirmeyle okuyucularımıza sunmak isteriz.


Halkın büyük evliya tabir ettiği mekanda gördüğümüz duvar taşları burada bir yerleşimin olabileceğini ispatlıyor. Küçük Evliya diye nitelenen alan daha enginde yüksekçe bir noktada (taşlı, verimsiz sayılacak) bir tarla içerisinde yer alıyor. Bu mekanı bir köylü kardeşimiz birkaç yıl ekmiş, sürmüş, mahsul çıkarmış. Ancak daha sonra yaşadığı bir nahoş hadise nedeniyle bırakmış, ekmez olmuş.


Yine köylülerin anlattığına göre Yağ Baba-Yahya Baba çevresine saygı duyulmuş, korunmuş, çevreye zarar verilmemiş. Her yağmur duasına çıktıklarında elleri boş dönmemişler. Çevre köylerden gelen bir grup (malum burada define-hazine arayan ekip) Yağ Baba-Yahya Baba’yı kazmak istemişler. Bir fırtına, bir tufan, dolu-yağmur buna engel olmuş, kaçıp gitmişler.


Bölgede çobanların huzur buldukları birilerince uyandırıldıkları ve hayvanlarının burada emin oldukları ile ilgili hikayeler de anlatıldı.  Çevrede ağaç olmadığı için ağaçlarla ilgili bir efsane dinleyemedik. Ancak bir iki çalı gördük, halk bunlara da dokunmamış.


Yağ Baba-Yahya Baba’da geceleyin bir ışık yandığını söyleyen köylüler de oldu. Bunu orada bulunanlara sorduk. İsminin saklı tutulmasını isteyen bir hemşehrimiz, “Evet ben bu ışığı defalarca gördüm. Orada yanıyor, parlıyor ve bir mum gibi yükseliyordu” dediler.


Yağ Baba-Yahya Baba ile ilgili olarak köy adına duyarlı iki hemşehrimizi bulmuştuk. Birisi Yenice Bulgur’un sahibi Necati Duyar, diğeri de dayısı Şevket Bayındır… Bir çok efsanevi hikayeyi bunların dilinden dinledik. Nedenini bilmeyiz ama köylüleri bu konuda çekingen ve tedirgin bulduk.


Yenice Köyü, küçük ve tatlı bir çöküntü alanında sessiz, sedasız güzel bir köy olarak değerlendirdik. İmamı başka bir yere tayin olup gitmiş (imam bekliyorlar) ama, temiz, güzel bir cami ile karşılaştık. Yeterince ağaç, meyve dikilmemiş olmasına üzüldük. Koca koca kavaklardan seslenen kara kargaların yuvalarını görüntüledik. Güzel bir köy konağında misafir edildik. Yenice’yi sahip çıkılması, bakım yapılması gereken güzel bir köy olarak hafızalarımıza yazdık.


Bu şirin ve güzel köye bizi davet eden, misafirperver tutumu ile bizi utandıran esnaf (cömert ve centilmen, fedakar kardeşimiz) Necati Duyar hemşehrimize teşekkür ediyoruz. Köyde bize rehberlik eden Şevket Bayındır beyefendiye saygılarımızı, muhabbetlerimizi yolluyoruz.

 

Yağ Baba-Yahya Baba ile ilgili belge, bilgi, tarihi kayıt tespit ettiğimizde bunları hemşehrilerimizle paylaşacağımızı ifade ediyoruz. Kısıtlı imkanlarımıza rağmen bu tür çalışmalarımızın da (inşallah) devam edeceğini belirtiyoruz.


Evet teşekkürler Yenice Köylü hemşehrilerimiz, teşekkürler Necati Duyar kardeşimiz. Emeğine, yüreğine sağlık! Allah her şeyi gönlüne göre versin!


Emeğin zayi olmaz inşallah!

Ahmet Sargın) Yozgat Şairler Yazarlar Derneği Başkanı

( Yozgat Yeniceköy De Araştırma Yaptık başlıklı yazı Ahmet SARGIN tarafından 14.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.