Biliyorsun sevmelerim yangındır Leyli…


// Issız ve ışıksız bir odada yazıyorum sana
Bilerek açmadım ısıtıcılarını odamın
Yüreğimde bu kadar yangın varken
Üşüyorsam; bırak öleceksem öleyim Leyli…//

Tir tir titriyor avuçlarım,
Kendim olabilsem sen olduğum kadar
Hükmedebilsem, düşünsem kendimi,
Seni düşündüğüm kadar…
Lafları uzatmanın ne anlamı var
Anladım ki bitti bahar.

Vurabiliyorsan vur Leyli
Bu beden senin, dinmediyse hıncın
Gel! Bu şehirde senin.
Yık, viran et istersen
Ya da dağıt bütün şiirleri, sil imzanı şiirlerden
Ya da silmek kolaysa üzerime sinmiş kokunu da al.
Yüreğimdeki şarapnel parçalarını da…

Şimdi söyle Leyli!
Başımda bu kadar efkâr
Buz tutmuşken yüreğimdeki aynalar
Ne gerek vardı Leyli
Yeniden dokunmak acılara…

Şimdi kapat gözlerini karanlığa,
Say ki sevmedim seni
Pencereden geçişini beklemedim saatlerce
Eş tutmadım seni Dünya’ya
Say ki hiç sevmedim seni Leyli
Ve hiç yazmadım sana mevsimlerimin yaprak dökümlerini…
Say ki toprağa karıştım
Sen kökünü toprağa salmış söğüt ağacı…
Ben vazgeçtim çok istiyorsan al geri kalan ömrümde senin…


( Leyli başlıklı yazı Ahmet Erbey tarafından 6.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.