Ülkemizde ve dünyada bir “sigara” problemi var. Ama bu problem, sadece içeni ilgilendirmiyor. Belki de daha çok içmeyeni ilgilendiren bir problem. Peki, “parasını el, dumanını yel alan” bir şey niye ısrarla içilmeye devam eder? Burayı gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Üstelik bu meret, hem gezegenimizde hem de yaşamımızda bizim için çok fazla şeye mal olmasına rağmen, insanlar niye bu kadar bağımlıdır. Bizim inancımıza göre, “bir şeye sebep olan, onu yapmış gibidir.”

Sigarayı insanlığın gündemine sokan kim, bilmiyorum ancak; baba, anne, ağabey, abla, teyze, öğretmen, hoca, doktor, gazeteci, radyocu, siyasetçi, başkan, mahallenin delikanlıları… istemesek de, hepimiz birilerine örnek oluyoruz. Sigaranın yaşamdaki katliam boyutunu düşündüğümüzde, ne kadar az şey yaptığımızı görüp üzülüyoruz. Diğer tarafta, okula giden çocuğumuza bir gün 1 lira fazladan harçlığı kıskanan bizler, daha fazlasını sigaraya (aslında lobisine) bağışlamakta bir beis görmüyoruz.

Gün Biterken programında Gaziantep Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Osman Elbek ve Sakarya Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Pınar Pazarlı ile sigarayla mücadele ve bırakma yöntemlerinden, dünyadaki sigara karşıtı çalışmalara ve ülkemizde 2008 yılında birinci kısmı yürürlüğe giren, kamuoyunda “Sigara Yasağı” olarak bilinen yasadan, toplumsal işbirliğine kadar pek çok konuyu konuştuk.

Çarpıcı bilgiler edindim şahsen bu söyleşiden. Bir kere, sigaranın ne kadar sinsi bir “düşman” olduğunu idrak ettim. Yılda ülkemizde 100 bin insanın canına mal olduğunun kaçımız farkındayız? “Canavar” diye nitelediğimiz trafik kazaları “cana kıyma” konusunda sigaranın yanında devede kulak kalıyor. Osman Hoca, “Her biri için üzülmemiz lazım” dediği trafik kazaları için (Başbakanlığın resmi verisiymiş) “yılda 5 bin insanın canına mal oluyor” diyor. Anlayacağınız, sigaranın bilançosu ağır.

“Parasını el, dumanını yel” alan paradoksal bir düşman sigara. Her açıdan zararlı yani. “Faydası bir tek sigara lobisine.” Bunu “Bir yararı olduğu için değil yani. Yüz bin insan Türkiye’de neden ölüyor? Birileri yılda 25 milyar lira para kazansın diye!” açıklıyor Osman Hoca. Üstelik zararı sadece içene değil. Ülkeye de çok fazla zararı var. Yılda 6 milyar ödenek ayırabildiğimiz Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki giderleri çok daha fazla.

“Pasif içiciler”, bunların içinde de çocuklar, en fazla zarar görüyor. “Bu ülkede yıllardır çocuklar başta olmak üzere, sigara içmeyenlere çok ciddi bir haksızlık yapılıyor” diyor Pınar Hoca. Çok haklı. Aklı başında biri bunu bilmiyor olamaz. Ayrıca, bakıyorum, son yıllarda kadınlara yönelik sigara çeşidinde artış var. Bunu, “Kadınlar en büyük hedef kitlesi. Kadını sigara bağımlısı yaptığınız zaman, kadının o ailede yetiştirdiği çocuğu da bağımlı yapıyorsunuz. O yüzden sigara lobisi erkelerden vazgeçti, kadınlara yöneldi” şeklinde açıklıyor Osman Hoca. Ne diyelim, kadınlar umarım durumun ciddiyetini anlarlar.

Sigaranın sağlımıza zararını hepimiz biliyoruz da, niye ısrarcı olduğumuzu bir türlü anlayabilmiş değilim. Galiba, “alışkanlık.” Aslında sadece alışkanlıkla izah edilemeyecek kadar geniş bir konu bu. Osman Hoca’nın da dediği gibi, “toplumsal kabul”, Pınar Hoca’nın ifadesiyle “atalet” ve başka pek çok husus. Bunları aşmak kolay değil tabi. Güzel olan şu: Şimdiye kadar “gönüllülük esasına” dayalı olan çalışmalara ek olarak çok güzel bir yasa var. Dünya Sağlık Örgütü’nün ödül verdiği tek ülke olduğumuzu söylüyor Osman Hoca. Toplumsal bir kabul var bu yasayı. Yüzde 87, dünyanın en yüksek oranı. Ayrıca, sigara içenlerin de desteği çok büyük: yüzde 65.

İlkokul çocuklarının “sigara lobisinin” önemli hedef kitlesi olduğunu öğreniyorum ayrıca yayında. İlkokullarda “sigara karşıtı” çalışmaları sigara lobisinin “bilinç yıkaması” olarak niteliyor Osman Hoca. Aldanmamak lazım yani. Bir de, sigara içmenin özellikle gençler arasında bir “imajı(!)” var. “Bu tamamen sigara lobisinin, bir nevi sömürge sistemi. Kendi ülkelerinde böyle bir imaj oluşturmuyorlar, sigara sattıkları ülkelerde bu imajı oluşturuyorlar” şeklinde açıklıyor bunu Osman Hoca.

Sigara içeni-içmeyeni sigara yasağını destekliyor. Sigara yasağı yürürlüğe gireli bir yıl oldu. Özel sektörde her şey çok güzel ancak resmi dairelerde memurlar aynı hassasiyeti göstermemişler maalesef. Devletin koymuş olduğu yasaya, devlet memurları muhalefet ediyor, çok ayıp!

Son sözü Osman Elbek Hoca söylesin: “Türkiye’de sağlığa en büyük katkıyı Maliye Bakanlığı yapabilir. Her gün sigaraya zam yaparsa, sağlığa bundan daha iyi katkı olamaz.”
Fatih Bahtiyar
( “sigara İçmek Bireysel Özgürlük Değildir.” başlıklı yazı Recep K. tarafından 20.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.