ŞELALE
—Hocam şu Şelaleyi yazsana
—Ne yazmamı istersin? Harika bir yer. Yanı başımızda bir doğa harikası.
—Elbette öyle. Ama?
—Aması ne? Senin dilinin altında bir şeyler var. Söyle de yazalım.
—Yıllardır gider gelirim. Her gittiğimde de bir köylünün söylediği sözü kendime tekrar ederim. “Buraya gelen eşek, ikinci defa gelen eşek oğlu eşek”
—Yolun tamamı asfalt olmuş. Daha niye şikâyet ediyorsun?
—Asfalt olmasına asfalt ama yine aynı yol. Aynı keskin virajlar. Araçlar ve yolcular için çok riskli bir yol. Adrenalin tutkunları için iyi bir yolculuk bile denebilir. Ama herkes ve her araç için uygun denilebilir mi?
—Orası için çok gayret sarf edildi. Ödenek çıkarmak için uğraşıldı. Gelen her Vali buraya önem verdi.
—Yine de bir turizm çekiciliği yok.
—Niye? Eskisinden daha fazla biliniyor. Daha çok kişi geliyor. Bir giden bir daha gidiyor.
—Yapılanlar önemli. Ancak bir bütün proje yok anlaşılan. Orada yaşayan köylüleri de içine alan ve daha geniş düşünen bir proje yok.
—Neler yapılabilir peki?
—Gelenlerin bir günlük gelip ayrılmalarını değil, daha fazla kalmalarını sağlayacak tedbirler alınabilir. Pansiyon uygulamalarının yanında doğaya uygun kamp alanları oluşturulabilir. İnsanlar ille de şelalenin içinde ateş yakıp piknik yapmamalılar. Araçları ve çadırları biraz daha uzak bir alanda kalıp, kendileri şelaleye yapılacak gölgelik alanlarda oturup, belki yapıp getirdikleri çaylarını içebilir, gezinebilir, oturup dinlenebilirler. Böylece o kötü kirlilik de oluşmaz. Bu sefer gittiğimizde alanda bulunan tek tuvalet de tamir edildiğinden o güzelim şelale tuvalet kokar hale gelmişti.
—Görevliler yok mu?
—Kaç görevli var bilmiyorum. Görevli var. Hangi kuruma bağlılar bilmiyorum. Toplanan çöpleri gece dereye attıklarını gördüm. Derenin belli yerlerinde çöpten barajlar oluşmuştu. Şelaleyi ziyaret edenlerin de o doğa güzelliğine çok da saygılı davrandıkları söylenemez.
—Köylüler sahip çıkmıyorlar mı?
—Köylüler yeni yeni uyanmaya başlamışlar. Ancak çok yoksullar. Yapabilecekleri şeyler sınırlı. Ayrıca iş yalnız onlara bırakılmamalı. Mesela keçiler. Onlar keçileri çevreye koyuveriyorlar. O keçileri kesip para kazanıyorlar. Ancak keçiler hem şelaleye, hem de ziyaretçilere zarar veriyor. Aşağıda balık üretmeye başlamışlar. Güzel olmuş. Keçiden de vaz geçmeliler. Biraz da köylüler eğitilmeliler. Bu sefer çok üzüldüğüm bir şey daha oldu. Sekiz on yaşlarında çocuklar, ziyaretçiler arasında dolaşıyor, ekmek, yemek istiyorlardı. Orada küçük kız ve erkek çocuklarının yanlarında büyükleri olmadan dolaşıyor olmalarını da garipsedim. Oraya her türlü insan gelebilir. Çocukların öyle dolaşmaları uygun değil. Çocukları böyle bir psikoloji içinde yetiştirmek de doğru değil.
—Sen yapılanlar iyi olmuş ama yeterli değil diyorsun.
—Eldeki imkânların küçük tedbirlerle daha iyi kullanılabileceğini söylüyorum. Mesela şelale önündeki dört tane direkte bulunan lambalar saat onda kapanacağına sabaha kadar açık kalsa ne mahzuru olur? Çok mu israf yapılmış olur? Bunun gibi şeyler. Oraya bir istek ve şikâyet kutusu koysalar, vatandaş o küçük şeyleri bulur. Böylece az imkânla daha verimli sonuçlar elde edilir.
—Yalnız şunu unutma her vatandaş senin gibi duyarlı olmayacağı gibi, bu yazdıklarımıza kızan yetkililer bile olacaktır. Neyse ki, bizimde işimiz bu.
( Şelale başlıklı yazı ahmet-ilhan tarafından 14.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.