Sonbahar yağmurlarıyla ihya olurken ovalar,
Topraklarım hicranları kökten söküp atıverir.
Ekinler nuru bularak saadet şarkısı söyler,
Takvimim aşkla raks eder, mevsimim felaket kurmaz.
İşte o an ressamlarım yaklaştırmaz hüzünleri,
Beyaz yüklü tuvaline yaklaştırır düğünleri.
Zeytinlerim kararırken poyrazlarım şiddet yığmaz,
Tarlalarımda laleler yerli yerine oturur.
Sümbüller şikâyet etmez dağın karlı oluşundan,
Bahçelerim yetim kalmaz, bağbanlar aşkla çalışır.
İşte o an ressamlarım yaklaştırmaz hüzünleri,
Beyaz yüklü tuvaline yaklaştırır düğünleri.
Rıhtımlarıma şevk gelir, itibardan düşmez deniz,
Gemim yanlış rota çizmez, kaptanlar nura yol alır.
Mendillerim sallanırken sirenlerim aşksız çalmaz,
Yıldızlarım ihya olur, yakamozlar darbe vurmaz.
İşte o an ressamlarım yaklaştırmaz hüzünleri,
Beyaz yüklü tuvaline yaklaştırır düğünleri.
Âlem saadet sunarken Pervane tarumar olmaz,
Caddelerim ağıt dökmez, yine bayramları sunar.
Sokakların taşlarında gezinip durmaz baykuşlar,
Çok katlı meskenlerime umut rüzgârları sızar.
İşte o an ressamlarım yaklaştırmaz hüzünleri,
Beyaz yüklü tuvaline yaklaştırır düğünleri.