PKK TERÖR ÖRGÜTÜ KİME HİZMET EDİYOR?

Terör başlığı açılınca, Türkiye için birinci sırada anılması gereken PKK terör örgütüdür. Kurulduğu günden bugüne haber bültenlerini, hayatımızı meşgul eden canımızı yakan bir örgütten söz ediyoruz.
Bu yazıyı yazan yazar, terör uzmanı değildir. Terör üzerine bir sürü söz de söyleyecek değildir. Sade bir vatandaştır. Terörü çıplak gözle yaşamış, öğretmen arkadaşlarını teröre kurban vermiş, öksüz ve yetimlerin gözyaşlarını acı ve çığlıklarını yaşamış sade bir vatandaştır.
Bu büyük terör olayında güvenlik güçlerinin terör uzmanlarının çabalarını ve çaresizliklerini maalesef görmüştür. Hâlâ çözülememiş bir sorundan bahsettiğimize göre anlı şanlı açıklamalar da zaten bir fayda sağlamamıştır. Bizim yapacağımız olayın görünüşünü bu günkü bakış açısıyla tevsik etmektir.
1- PKK HAKKINDAKİ
GENEL BİLGİLER
PKK (Partiya Karkerên Kurdistan) – Kürdistan İşçi Partisi. İlk adı bu olmamakla birlikte 1973 yılında kurulmuş. Kurucusu Abdullah Öcalan. Kuruculardan Abdullah Öcalan dışındaki 17 kişi ölmüş veya öldürülmüş. Kuruluş amacı, Türkiye’nin güneydoğusu, Irak’ın kuzeyi, Suriye’nin kuzeydoğusu ve İran’ın kuzeybatısında bir Kürt devleti kurmak. İdeolojisi Marksist Leninist Kürtçülük.
27 Ekim 1978’de kuruluş bildirgesini düzenleyerek PKK adını almış, 1984 yılında dağ kadraolarını oluşturarak, paramiliter yapıya bürünmüştür. 15 Ağustos 1984’de Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla adını duyurmuştur. 80 ihtilali sonrası Abdullah Öcalan Suriye’ye geçmiş, Beka vadisini kendisine üs edinerek militanlarını orada yetiştirmeye başlamıştır. Başlangıçta ASALA’nın yardım ve desteği etkili olmuştur. 1990’ların başından itibaren Kuzey Irak’ta da üsler edinmeye başlamışlardır. 2003 yılından sonra Kandil Dağı’nda 10’dan fazla kampa sahip olmuşlardır. 1999’da Suriye’den çıkarılmış, 15 Şubat 1999’da Abdullah Öcalan yakalanmış ve hapse atılmıştır.
PKK eylemleri binlerce insanın hayatına ve milyarlarca dolara mal olmuştur. Dünya üzerinde terör yüzünden en çok zarar gören ülke Türkiye olmuştur. Birkaç terör olayı üzerine kıyametleri koparan ülkeler her nedense Türkiye’nin bu durumunu görmezden gelmişlerdir.
PKK eylemlerinden en çok bölge halkı zarar görmüştür. 25.000’den fazla eylem olmuş, 36 binin üzerinde silah ele geçirilmiştir. Bölgede ekonomi durmuş, insanlar ekmeğe muhtaç duruma düşürülmüşlerdir. Eğitim, sağlık ve alt yapı çalışmaları zorunlu olarak yavaşlamış, bölgeler arası gelişmişlik farkı artmıştır. Bölgede istek dışı zorunlu göç yaşanmıştır. Büyükşehirler ve bölge şehirleri bu göçlerin getirdiği sıkıntı ve sorunları çözemez hâle gelmişlerdir.
PKK bölge halkını, güvenlik güçlerini, basın mensuplarını, öğretmenleri, sağlık personelini, din görevlilerini, yatırımları şantiyeleri hedef seçmiştir. Bu eylemler sonucunda şehit olanların 508’i çocuk, 519’unun da kadın olduğunu; yaralananlar arasında 660 çocuk 803 kadın olduğunu söylersek nasıl gözü dönmüş, ilkesiz bir örgütle karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılır. PKK’yı özgürlük savaşçısı, gerilla gibi ifadelerle yüreklendirenlerin, gerçek özgürlük savaşçılarına haksızlık ettiklerini bilmeleri gerekir. Herhalde dünyanın çeşitli yörelerinde özgürlük savaşı veren örgütlerin böyle bir sicili yoktur.
Örgütün kullandığı silahların çoğunluğu doğu bloğu ülkeler menşeeli. Örgütün ideolojisi ve 1989 öncesi dünya düşünüldüğünde de bunun olağan olduğu düşünülebilir. Çift kutuplu bir dünyada Türkiye, karşı kutbun terör hedefi olarak seçilmiş olabilir. Ancak örgüt de, silahları da zamanla yön değiştirmiştir. ABD ve AB menşeeli silahlar ve mayınlar zamanla örgüt tarafından kullanılmaya başlamıştır. Özellikle 2003 yılından sonra ABD üzerindeki kuşkular artmaya başlamıştır.
2 – PKK KİMLERE HİZMET
ETMİŞTİR
PKK’nın tarihinde bölgede ve ülke genelinde yaşattıklarının dökümü yapıldığında ilginç sonuçlar çıkacaktır. Bu sonuçlar kimin işine yaramışsa onlar açık veya gizli bu örgüte destek olmuşlar en azından eylemlerini görmezden gelmişlerdir. Hem içerde hem de dışarıda destek bulmadan böylesine büyük bir terör örgütünün varlığını sürdürmesi düşünülemez. Terör örgütü varlığının devamını bölge halkının desteği ile değil çıkar çevrelerinin desteği ile sürdürmüştür. Bu çıkar ilişkileri örgütün bir şekilde yine de ayakta kalmasında etkili olacaktır.
Terör örgütü uluslar arası ilişkilerde Türkiye’yi zayıflatmıştır. Bundan, bölge ülkeleri Suriye, İran, Irak, Rusya hatta Yunanistan dâhil birçok ülke çıkar sağlamıştır. Ortadoğu ve Orta Asya’da önüne açılan geniş alanlar, içerde oluşan daralmalar sebebiyle Türkiye için kullanılamamıştır. Bu alanları dolduran İsrail ve ABD’nin bu daralmadan yararlı çıktıkları görülmüştür.
Türkiye’nin demokratikleşmesi gecikmiştir. İçerdeki militer ve seçkinciler, silah ve uyuşturucu kaçakçıları, yasadışı devlet içi oluşumlar böyle bir ortamdan yararlanmışlardır. Bölge halkına uygulanan yasadışı uygulamaların birçoğu bu derin bağlantılarla örtülmüştür. Sonuçta halkı rahatsız eden her uygulama, dağdakileri beslemiştir. Terörle mücadelenin doğuşunda yasaların dışına taşma vardır. Bu sıkıyönetim, olağanüstü hal gibi normal olmayan uygulamaları olağan bir duruma soktuğu gibi daha birçok insan hakkı ihlalini de olağan hâle getirmiştir. Sivil iktidarlar ve sivil çözümler göz ardı edilmiş, militer bir yapı oluşturulmuştur. Kan ve gözyaşının olduğu bir ortamda bunların sorgulaması da yapılamamıştır. Çünkü bu ihanetle eş değer olarak görülmüştür.
İçerde ve dışarıda bundan yarar-lanan bazı kürt baronlar ortaya çıkmıştır. Gerek siyaset arenasında gerekse mafya tipi oluşumlarda terörden nemalanan insanlar olmuştur. Bunların içerde ve dışarıdaki ortakları tatlı kârlar elde etmişlerdir. Özellikle Avrupa ülkelerinde bir eli yağda bir eli balda örgüt liderleri krallar gibi yaşantılarını, dağda ot kemiren militanlara borçlu olmuşlardır. Dağdakiler olmasa onların esamisi okunmayacaktır. Abdullah Öcalan dâhil örgütün önde gelenlerinin hiçbiri halkın önüne geçecek nitelikleri taşımayan, varlıklarını kanla sürdüren insanlardır. Terör onların işine yaramaktadır.
ABD ve bazı AB ülkeleri, Türkiye’nin müttefiki olmalarına rağmen, çelişen çıkarlar söz konusu olunca örgütü ve eylemleri desteklemekten çekinmemişlerdir. Hâlâ da bu tavırlarını sürdürmektedirler.
Kuzey Irak’taki oluşum, devletleşme sürecinde, Türkiye’nin kendisi ile uğraşmaması için örgütten yararlanmaktadır. Kendisi için de bir tehdit oluşturacağını bilmesine rağmen kısa vadeli çıkarları bunu gerektirmektedir. Aynı durum zaman zaman İran ve Suriye için de söz konusu olmuştur. Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ise bunlara kucak açmıştır.
İsrail, bölge ülkeleri İran, Irak, Suriye ve Türkiye’nin kendisi ile uğraşmaması için bu bölgede bu sorunun devam etmesinden son derece mutlu gözükmektedir. Ajanların bölgede cirit attıkları bilinmektedir.
Örgütün faaliyetleri bazı yeni feodal ağaları, milletvekili, belediye başkanı gibi sıfatlarla nemalandırmıştır. Örgüt olmasa asla seçilemeyecek kişiler bundan çok iyi yararlanmışlardır, hâlâ da örgüt onların yegâne dayanaklarıdır.
Bu kadar kendisinden faydalanılan bir örgüt hemen birden yok edilebilir mi? O kadar çok bağlantısı var ki… İçerde, dışarıda o kadar çok destek söz konusu ki, böyle bir sorunu çözmek kör düğüm yumağına çözmek gibi. Tek tek tüm düğümleri çözmek kolay değil ama sabırla yapılması gereken de bu.
3- BUGÜN GELİNEN NOKTA
PKK ile mücadele de 18.958 militan etkisiz hâle getirilmiş olmasına, ayrıca tutuklu ve hükümlü bir bu kadar da PKK militanı bulunmasına rağmen; PKK’nın halen Kuzey Irak’ta ve Türkiye’de dağ kadrosunda görevli 5 binin üzerinde silahlı teröristi bulunmaktadır.
Örgütün lideri hapistedir ancak örgüt dağılmamıştır. Hâlâ birçok sempatizanı şehirlerde eylemler düzenlemekte, Türkiye’nin demokratik ortamını kullanmaya devam etmektedirler. Zayıflamış olmasına rağmen hâlâ taban bulmaya devam etmektedir. Alınan demokratik ve ekonomik tedbirler bu akışı yavaşlatmış olmasına rağmen, durdurulamamıştır. Gerçi dağ kadrosunun %50’sinden fazlasının Türkiye kökenli olmadığı bilinmektedir. Yine de dağa gidiş durdurulamamıştır. Bu sonuç bizim tedbirlerimizi gözden geçirmemize neden olmuştur. Artık askerî yetkililer bile yalnızca güvenlik tedbirlerinin yeterli olmayacağını söylemeye başlamışlardır.
TBMM sınır ötesi harekât için hükümete yetki vermiş, yetki silahlı kuvvetlere devredilmiştir. Bu kış şartlarında TSK hem içerde, hem de dışarıda terör örgütüne karşı şiddetli ve büyük bir harekât başlatmıştır. ABD ve Kuzey Irak yönetiminin ayak sürümesine rağmen Türkiye’nin kararlılığı etkisini göstermiştir. Dünya kamuoyunda Türkiye’nin haklılığı geniş kabul görmektedir. Alınan tedbirler ve mücadele meşru bir çizgide ve etkili bir şekilde yürütülmektedir.
Bölge son seçimlerde AK Partiyi tercih ettiğini göstermiştir. Ayrıca demokratik yolla seçilmiş tüm yöneticilerin terörle arasına mesafe koyması baskısı bizzat bölge halkından gelmektedir. Bütün bunlar umut verici bir aşamaya geldiğimizi göstermektedir. Şayet yapılan operasyonlar dağdaki direnci yok ederse, geri dönüşü olmayan sona yaklaşmakta olduğumuz görülecektir.
4- SONUÇ
Türkiye gibi büyük bir ülkenin iç sorunlarıyla ve içine kapanarak gelişen dünya içinde bir yer edinmesi mümkün değildir ama aynı zamanda Türkiye’nin bu konuda rahat bırakılacağını da beklemek imkânsızdır. Bir şekilde bu tuzakları atlatarak tarihî misyonuna ulaşması Türkiye’nin boynunun borcudur. Yüz yıl önceki tarihî misyonunu yeniden kazanması hem kendisi hem de kendisinden medet uman mazlum milletler için zaruridir.
Türkiye, Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Arnavut, tüm unsurların ortak vatanıdır, ortak umududur. Bu umutlar güçlendikçe, ortak hedeflere birlikte ve kenetlenerek yürümeyi kolaylaştıracaktır. Belki birilerinin çıkarları zedelenecektir. Önemli olan bizim ortak çıkarlarımız ve hedeflerimizdir. Bunu, devlet, millet ve ordunun yürek bağıyla; Çanakkale ve İstiklal mücadelesinin ortak ruhuyla gerçekleştirebiliriz.
Umutlu olmak için çok nedenimiz var.
( Pkk Terör Örgütü Kime Hizmet Ediyor başlıklı yazı ahmet-ilhan tarafından 3.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.