Baştan çembere almış bizi felek,
Bu da geçer, geçer elbet sevdiğim.
Varsın olsun her yolun başı hendek,
Bu da geçer, geçer elbet sevdiğim.

Ezelden ayrı koymuş bizi kader,
Böyle gelmiş, sanma hep böyle gider,
Gün olur çukurdan çıkar bu teker,
Bu da geçer, geçer elbet sevdiğim.

Yaprak yaprak ağlıyor koca çınar,
Yarına kalmaz düşer ilk damla kar,
Bu yağmurun sonu nasılsa bahar,
Bu da geçer, geçer elbet sevdiğim.

Dertli ananın gözünden akar ah,
Dünya malına zerre etmez tamah,
Elbet bahtiyar uyanır bir sabah,
Bu da geçer, geçer elbet sevdiğim.

Minik serçe düşmüş, kanadı sakat,
Ufacık kalbinde kalmamış takat,
O da bir gün özgürce çırpar kanat,
Bu da geçer, geçer elbet sevdiğim.

Daha doğmadan dikmişler taşımı,
Başucumda silen varsa yaşımı,
Zehirlemişler ne çıkar aşımı,
Bu da geçer, geçer elbet sevdiğim.

Kadrana mıh çakmışsa eğer akrep,
Sorulur mu yaşlı saate sebep?
Böyle nazlı nazlı akmaz zaman hep,
Bu da geçer, geçer elbet sevdiğim.

Sonrası da var bu kahpe dünyanın,
Hesabı vardır en ufak günahın,
Adaleti kusursuzdur Allah''ın,
Bu da geçer, geçer elbet sevdiğim.



Şah-ı Kelâm
( Yarının Türküsü başlıklı yazı Erdem Bozkurt tarafından 8.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.