Saddam Hüseyin’in yaptırdığı dillere destan saraylarda şimdi Amerikan askerleri geziyor. İçerisinde toz zerresine bile yer olmayan bu saraylar tarumar bir vaziyette şimdi. Kim bilir o saraylar da ne kadar usta, ne kadar işçi ve ne kadar temizlikçi çalışıyordu? Saddam Hüseyin ve akrabaları kim bilir nasıl zevk ve sefa içindeydiler bu saraylarda? Zaman ne kadar enteresan durumlar gizliyor içerisinde, anlamak mümkün değil. Saddam Hüseyin’den yola çıkılarak başarılı ve başarısız lider nasıl olur sorusunun analizi yapılabilir. Şu bir gerçek ki Saddam Hüseyin hem iç politikada hem de dış politika da başarısız bir liderdi. Geleceği görebilmek gibi bir vasfa sahip değildi. Şiddet ve korku üzerine kurduğu diktatör rejimi ayakta duramadı ve Saddam Hüseyin kendi ülkesinde, kendi ülkesi vatandaşları tarafından asılarak öldürüldü.

Irak topraklarının ve Irak insanlarının Amerikan askerlerinin postalları altında çiğneniyor olması son derece acıklı bir durum. Ama Fransız askerlerinin postalları da olsa, Alman askerlerinin postalları da olsa, İngiliz askerlerinin postalları da olsa, Rus askerlerinin postalları da olsa durum değişmeyecekti. Savaşın acımasızlığına hiçbir kanun, hiçbir yasa kaşı koyamaz. Çivi çiviyi söker ve ancak bir gücün verebileceği zararı başka bir güçle engelleyebilirsiniz. Zira kurtuluş savaşından önce Anadolu’ya giren Yunan askerlerinin de, Fransız askerlerinin de, İngiliz askerlerinin de, Rus askerlerinin de yaptıkları ortadadır. Eğer Türk Milleti Kurtuluş savaşını gerçekleştirmeseydi, eğer Türk halkı direnmeseydi şüphesiz ki bir zulüm dünyası içinde tabiri caizse bir cehennem içinde bulacaktı kendisini. Doğa kanunları dünya kurulduğundan beri aynı. Büyük balık küçük balığı yer ve her etki bir tepkiye yol açar. Saddam Hüseyin’in kurduğu dikta rejimiyle Irak ülkesi son derece güçsüz ve aciz bir duruma gelmişti. Uluslar arası platformda haksız duruma düşmüştü. Kurtuluş savaşında savaş yalnızca Anadolu topraklarında değil, uluslar arası platformda da sürmekteydi. Saddam Hüseyin’in politikalarıyla küçük balık halini alan Irak ülkesini büyük balık olan Amerika Birleşik Devletleri bütün dünyanın gözü önünde yuttu. Bunu yaparken uluslar arası platformda kendisini terör tehdidini öne sürerek haklı çıkardı. Acıklı bir durum ama gerçek böyle. Saddam Hüseyin halkın parasıyla kendisine dillere destan saraylar yaptıracağına, halka ve geleceğe yönelik politikalar gerçekleştirseydi durum böyle olmazdı. Herkes Amerika’yı ve müttefiklerini suçluyor. Evet bir bağlamda bu suçlama doğru. Ama Saddam Hüseyin iktidarının hiç mi suçu yok? Halkı sefalet ve zulüm içinde yaşarken kendisi lüx saraylarda yaşayan bir lider sizce başarılı bir lider midir?

Lider denildiğinde ilk bahsedilmesi gereken kişilerden birisi bizim liderlerimizden Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Saddam Hüseyin savaşla devrilirken, Mustafa Kemal Atatürk savaşla yani mücadele ile lider olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk başarıları neticesinde lider olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği babadan oğla geçmemiştir ya da Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği başka bir lider tarafından verilmemiştir. Saddam Hüseyin yalnızca kendisini ve akrabalarını düşünürken Mustafa Kemal Atatürk lideri olduğu milletini düşünmüş ve milleti için çalışmıştır. Bu iki değerlendirmeden sonra ise sonuç ortadadır. Irak işgal altında zulüm gören bir ülke iken, Türkiye bağımsız ve özgür bir ülkedir. Saddam Hüseyin başarısız bir liderken Mustafa Kemal Atatürk başarılı bir liderdir. Politikalarını şiddet, korku, gericilik ve karanlık üzerine kuran her lider başarısız olmaya mahkûmdur. Tarih bu başarısız liderlerin hikâyeleriyle doludur. Adolf Hitler, Mussolini, Stalin yakın tarihin tanınan başarısız liderlerindendir. Bir lider her şeyden önce yasalara saygılı ve adil olmalıdır. Kendisini kanunların üzerinde gören bir lider kendi diktatörlüğünü ilan etmiş demektir. Saddam Hüseyin’de bunlardan birisiydi. Gururla söylemek gerekir ki liderlikte gönlü olan birisinin Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek alması yeterlidir.

İnternette yayınlanan fotoğraflar beni bu yazıyı yazmaya sevk etti. Saddam Hüseyin’in dillere destan sarayları yıkılış, yağmalanmış ve Amerikan askerlerinin ordugahı haline gelmişti. Saddam Hüseyin kendisine ve akrabalarına onlarca saray yaptıracağına hastane, okul, sağlık ocağı yaptırsaydı şüphesiz ki durum böyle olmazdı. Meydanlara heykellerini diktireceğine, okum yazma seferberliği düzenleseydi, kendi ülkesinde kendi vatandaşları tarafından asılmazdı.
( Liderden Lidere başlıklı yazı MESUT ÇİFTCİ tarafından 12.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.