Ne demiştik
biz seninle yıllar önce
Söz verirken
birbirimize?
Hani “bir
ömür boyu” diye başlıyordu
“Hastalıkta
ve sağlıkta..”
Diye
bitiyordu…
“Hastalıkta
ve sağlıkta..”
Sen benim
koluma girecektin,
Hayatın
dikenli yolunda yalnız yürümeyecektin..
Ben sana
destek olacak,
Sen bana
dayanacak,
Söz
vermiştik o zaman birbirimize;
Bu hayat
beraber yaşanacak…
Fakat
Önceliği sen
kaptın, hastalandın..
Sanki
yataklara çakıldın..
Devasız
dertlere düşmüştün,
Devasız
dertler…
“Ölür”
dediler,
“Ölecek”
dediler..
Beni terk
edecek miydin?
Bırakıp
gidecek miydin?
İnanamadım…
Oysa
Hastalığına
bile razıydım..
Sen hasta
yatarken
Gazeteni
okumaya,
Yemeğini
yedirmeye,
Yüzünü
yıkamaya,
Üstünü
başını değiştirmeye,
Hatta seni
neşelensin diye,
Şarkı bile
söylemeye razıydım…
Olmadı bir
tanem,
Olmadı…
Senin
yaptığına kalleşlik mi derler,
Yoksa
Ölüm mü
kalleş,
Bilemedim…
“Hastalıkta
ve sağlıkta” sözünü
Kalbimden
silemedim…
Tarifsiz bir
dert bu…
Anlatamıyorum…
Sen beni
terk edince ne oldu biliyor musun?
Etrafımdaki
arkadaşlar,
Beni hemen
baş göz etmeye kalkıştılar…
“Erkek
adamsın..” dediler,
“Yalnız
yaşayamazsın..” dediler…
“İyi kötü
birini bulup,
Hemen
everelim..” seni dediler…
Nutkum
tutuldu konuşamadım,
İnan yerine
Kimseyi
koyamadım…
Senin yerine
gelecek kişiye
Nasıl “bir
tanem” derdim,
Nasıl
gözlerine baka baka erirdim…
Nasıl derdim
ona da,
“Hastalıkta
ve sağlıkta…”
Onun için
evlenmedim,
Evlenemedim…
Günler
sensiz geçmez oldu,
Önceden su
gibi geçerdi ya günler,
Şimdi
saatler asır oldu…
Hayatın hiç,
Ama hiç
tadı-tuzu kalmadı…
Artık
çocuklar da gelmez oldu,
Torunlar
büyüdü,
Koca koca
adam oldu..
Askerden
geldi en büyük,
Ortanca
torun giydi gelinlik,
Nikâh
memurunun önünde ne söz verdiler, biliyor musun?
“Hastalıkta
ve sağlıkta…”
Yıkıldım o
an,
Beynim
zonkladı,
Şakaklarım
birbirine girdi adeta…
Ne demekti “hastalıkta
ve sağlıkta…”
Tutulamayacak
bir sözdü bence…
Bu söz
insanın elinde değildi bence…
Evet
Tutulamayacak
bir söz,
Çok inançlı
olsa da,
Kalplerden
gelse de,
İnanarak
söylense de, boş..
Bom boş…
Hiçbir şey
yok aslında insanın elinde
Hükmetmek
mümkün değil ki ecelin saatine…
Sen gittin,
Beni terk
ettin,
Yapayalnız
kalakaldım…
Bak şimdi
görmüyorsun ama
Ben de
hastalandım…
Biliyorum
olmayacak,
Yanıma
oturup hasta yatağımda,
Elimi tutan,
Bakışlarıyla
içimi ısıtan…
Çorbamı
verip,
Bir çocuk
gibi
Beni avutan…
Ev bomboş,
Hiç ses yok,
Saatin tik
takları bile farklı vuruyor..
Yalnız komedin
üstündeki resmin bana gülüyor..
Resminle baş
başa
Kalmakmış
meğer “hastalıkta ve sağlıkta…”
Sen beni
erken terk ettin,
Farkındayım
sen istemedin,
Biliyorum
sözünü çiğnemedin…
Kader bizi
erken ayırdı…
Tut haydi
bana verdiğin sözlerini
Yine ısıt
avuçlarında
Buz gibi
olan ellerimi…
“Bir tanem”
de bana eskisi gibi
Dik
gözlerime kara gözlerini…
Sağa sola dönmekten
bıktım
Bu buz gibi
yatakta..
Ölüm gelsin
diye bekliyorum,
Az kaldı
dayan vuslata..
Sırf sen
verdiğin sözden döndüğün için,
Oyunu
bozacağım, yanına koşacağım..
Yalnız
yaşamak zehir oldu bu dünyada..
Hiçbir yere
sığamadım..
Mezar yerimi
bile ayırttım
Mezarının
yanında…
Nasip olursa
eğer
Gömüleceğim
yanına…
Sözümü
tutmak uğruna,
Her aldığım
nefes sanki artık oldu zehir,
Bari yan
yana olsun
Birbirine
hasret iki kabir…
Belki
konuşuruz fırsat buldukça,
Hani, söz
vermiştin ya sen bana;
“Hastalıkta
ve sağlıkta…”
Necati
ŞİMŞEK
Ankara
Ağır hasta
bir adamın son günleri… Dertleştik ve kaleme aldım… Paylaşmak istedim.