Serbest Kürsü / Nesir

Eklenme Tarihi : 15.03.2011
Okunma Sayısı : 1927
Yorum Sayısı : 0
M.NİHAT MALKOÇ
 

            Daha dün diyebileceğimiz yakın zamana kadar ‘internet’ diye bir bilgi kaynağı yokken söz konusu vasıta bugün hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Dünyayı saran bu geniş ağ, pek çok sorunları da beraberinde getirmektedir. Gerçi hemen her şeyin faydasının yanında zararlı yanları da olabilmektedir. İnterneti de bu bağlamda ele alıp değerlendirmek gerekir.

 

            İnternet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağıdır. İngilizce kökenli bir kelimedir. Orijinal telaffuzu “Internet” şeklindedir. Fakat bizde “İnternet” biçiminde söylenmektedir.

 

            Öncelikle internetin faydalı yönlerinden bahsetmek gerekir. Zira doğru söylemek gerekirse faydalı yönleri zararlı olanlardan daha çoktur. İnternet öncelikle dev bir kütüphanedir. Bir tuşa basarak milyonlarca sayfayı önünüze getirebilirsiniz. Bu yönüyle zamanı öğüten bir araç olmasının yanında, zamandan tasarruf sağlayan bir araçtır da… Bu yolla üretilen bilgiler saklanmakta ve geniş kitlelerle paylaşılmaktadır. Bütün mesele paylaşılan bilginin insanoğlunun faydasına mı, yoksa zararına mı olduğudur.

 

            İnternetin hem zaman öğüten bir değirmen, hem de zaman üreten, daha doğrusu zamandan tasarruf sağlayan bir vasıta olduğunu söyledik. Gerçekten de öyledir. İnsanlarımız zamanlarının büyük bir çoğunluğunu internetin karşısında geçirmektedirler. Artık evlerde sohbet etme, hal hatır sorma yok oldu gitti. Evde baba haberleri izler, anne diziye takılır, çocuk bilgisayarda oyunlarla vakit öldürür. Aileyi oluşturan fertler doğru dürüst birbirlerinin yüzüne bile bakamaz. Kimse kimsenin derdini paylaşacak zaman ve mecal bulamaz.

 

            İnternet araştırma yapacak olan insanlar için biçilmiş kaftandır. Milyonlarca sayfalık doküman bir tuşa el değdirmenizle karşınıza çıkabilir. Kütüphanelerin tozlu raflarına mahkûm değilsiniz. Evden çıkıp kilometrelerce uzaklara gidip kaynak aramanıza da gerek yok.

 

            İnternet yazılı kuralları olmayan bir platform olduğu için bugün ciddi meselelerle karşılaşılmaktadır. Gerçi son zamanlarca bir kısım düzenlemeler yapılmaya çalışılsa da bu alanda alacağımız pek uzun bir yol bizi beklemektedir. Sanal ortamın kontrolü sanıldığı kadar kolay değildir. Kanuni düzenlemeler tek çözüm olamamaktadır. Gerçi belirlenen kurallara uymayan, kişisel hakları ihlal eden pek çok siteye ulaşım kanunen engellenmektedir. Televizyon karartmanın yanında bir de portal karartma tabiri girdi teknolojik literatürümüze.

 

            İnternet hız demektir aynı zamanda. Daha doğrusu bu araç hızı çağrıştırmaktadır bize. Son senelerde çoğumuz postahanelere uğramaz olduk. Çünkü üç gün ile bir hafta arasında yerine ulaşan mektuplarımız artık anında muhatabına erişmektedir. Üstelik tek kuruş bile ödemeden. Telefon faturaları da kabarık gelmiyor artık. Zira MSN denen iletişim vasıtası bizlere sesli ve görüntülü iletişimi sağlıyor. Hasret, dokunmaktan ibaret kaldı. Dokunmanın dışında hasret yok gönül lügatlerimizde. Anında sınırsız haberleşme hayal değil günümüzde.

 

            İnterneti bir demokrasi platformu olarak da nitelendirebiliriz. Çünkü herkes benimsediği görüşleri bu ortam içerisinde kitlelerle paylaşmaktadır. Yumruklar değil, fikirler konuşmaktadır. İnsanlar hayata daha geniş perspektiflerden bakabilmektedir.

 

            Bu arada internet insanları yalnızlaştırmaktadır. Zira bu bilgisayar denen aletin karşısına geçen insan, her şeyi sanal pencereden seyretmektedir. Gerçekler sanal sihre bürünerek yayılma imkânı bulmaktadır. Yüz yüze olmayan insanlar bazen birbirlerine saldırgan ifadelerle hitap edebilmekte, sanal ortamda da olsa ahlak rafa kaldırılmaktadır.

 

            İnternetin en çirkin yüzü de pornografik yönüdür. İnternetin bütün faydalarını terazinin bir kefesine, pornografik yanını öbür kefesine koysak menfi olan pornografik yönü ağır gelmektedir. Bu yolla ahlak bir paçavra gibi çöpe atılmakta, çöpteki menhiyat baş tacı edilmektedir. Özellikle çocuklarımız bu mezbeleliklerde kaybolup gitmektedir.

 

            İnternet kirliliği geleceğimizi ciddi bir biçimde tehdit etmektedir. Buna köklü ve kalıcı bir önlem alamazsak bir gün gelecek, yarınlarımızın teminatı çocuklarımızı tanıyamayacağız.

( İnternet Kirliliği başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 15.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.