…kardan kefen kuşanan on güzele rahmetle…

 

Ölüm yumağı oldu dağda kar taneleri

Yıkıp viran eyledi güzelim haneleri

 

Zigana eteğinde zaman bir anlık durdu

Dağlar canavarlaştı kudurdukça kudurdu

 

On çift göz için artık gün doğmadı bir daha

Hüzünle doğdu güneş karanlık bir sabaha

 

Dağların eteğinde ölüm yağdırdı gökler

Hüzün sağanağında parçalandı yürekler

 

Her zaman gibi ateş düştüğü yeri yaktı

Zigana göklerinden on parlak yıldız aktı

 

Esti bir deli rüzgâr zayi oldu emekler

Yollarda kalan gözler vuslat gününü bekler

 

Zigana’da düştüler ölüm denen pusuya

Tabiatın koynunda daldılar son uykuya

 

Âh Davut, Dursun, Erhan; hangisine yanayım?

Bu dünya gurbetinde bugün dünden fenayım

 

Umudun dağlarına salkım salkım yağdı kar

Bu gönül yaylasına ne zaman gelir bahar?

 

Zigana Dağları’nda bir yanı siyah karın

Esamisi okunmaz yüreğimde baharın

 

Katil kar taneleri perde oldu güneşe

Busesini değdirdi barut kızgın ateşe

 

Son uykusuna yatmış kefeni kardan canlar!...

Yüreği yananları yüreği yanan anlar

 

Sakin bir Pazar günü ölüm kustu Zigana

Ak vadinin kuytusu mezar oldu on cana

 

Musallada ölüler dizildi sıra sıra

Ne zaman sağalacak derinleşen bu yara?

 

Zigana üzerine karaları bağlasın

Beyaz şehitlerine gece gündüz ağlasın

 

Yayınlandığı Yer:  Herfene Dergisi/Bahar 2010(Sayı: 2)

 

M.NİHAT MALKOÇ

( Kurşundan Daha Ağır Katil Kar Taneleri başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 7.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.