Duydum ama anlatamadım

Gözlerinin kehribar sarısı yalnızlık

Bakışlarının çarmıha gerilmiş duygular sakladığını

Kirpiklerinden dökülen yıldızların

Çölleşen ruhumda

Yeniden hayat bulacağını söylediler de bilemedim
 
 ***
 

Sıratta bilenen sözcüklerim

Fırat’tan geçmeyen yüreğim varmış

Bedenim Arasat’ta ayakta duramazken

Baldıran zehrine ürkek gözlerle bakan hislerim

Son zerki de akıtırken damarlarıma

Ölüm duygusu acıyı heyecana çevirirken, dönemedim
 
*** 
 

Yokluğunda yakılmış binlerce kelimeyi

Bir kibrit alevinde demledim ayazda

Islak bir türküye yaslanırken duygular

Titrek dudaklardan dökülürken yollarına özlem sancıları

Sırtımı dönerken ağlayan çırpınışlara

Kuyuya atılan Yusuf gibi kavrulurken bedenim, göremedim
 
*** 
 

Sevmelerim tahribata uğradı zamanda

Tamirat bekleyen anlarımın hatırına kaldım biraz daha

Tanımadan tanımlayan imgelerin isyanını söyledim

Kırmızı kum tepesinin yanında yatana

Nil nehrinin en dip kıyılarında bile söylenen

Ayetleri okudum “Yanık ekin yaprağına dönenleri” sevemedim
 
*** 
 

Güneşin batmadığı şehirlerin adına

Tih Çölü’nde derviş gibi dönenlerin

Tur Dağı’nın esrarını bilmediğini söyledim hep

Güz yağmurları mı değmiş uyuyan yedilere

Ölüm kaç yıl beklemiş Nuh’un Gemisi’nde

Kıtmir olup yoluna revan olanlarla, gelemedim
 
*** 
 

Saçları rüzgârda savruk bedevi oldum ansızın

İçi dolmamış kavramların ve kuralların sancısını çekerken

Özgürlük besleyen beyaz güvercinlerin dilleriydim

Yüce kavganın durağında cüce kalırken eylemelerim

Odunlar kutsal balıklara dönerken ateşin kucağında

Aşkımı yazdığım duvarlardan bir daha, geçemedim
 
*** 
 

Artık bütün hıçkırıklar erguvan renginde

Havari olurken düşlerim sevgilinin koynunda

Kılıcım kan yazarken sokak diplerine

Yürekler Nemrut olup çıkarken arşa

Sayha kara bir gök gibi inerken kaderimize

Ateşe su taşıyan serçenin yüreği kadar bile, düşünemedim
 
*** 
 

Duydum ama anlatamadım

Parmakları kesilen Hindular kadar

Yüreğiyle gören muskalar taşıdım dudaklarımda

Uyanmak için Tiananmen Meydanı kadar öldüm

Gönül gözüyle çölleri medeniyet yapan Mecnun misali

Şiirleri salıncak yapıp beynimin zembereğinde, sevinemedim
 
*** 
 

Duydum ama anlatamadım

Ölüm sıcak bir yaz güneşi kadar masum dururken başımda

 

 

 

 

Zekeriya EFİLOĞLU

Aşk(l)a Yürümek
Beka Yayınları
( Duydum Ama Anlatamadım... başlıklı yazı Z.EFİLOĞLU tarafından 25.02.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.