Muhabbetimize devam edelim. İslam'da Milliyetçilik olur mu ? Ya da Türk Milliyetçisi nasıl olmalı ? Bunları kanıtlarla açıklamak daha güzel oluyor. Bazıları milliyetçiliğin İslam'da olmadığını, onun İslam'a aykırı olduğunu addia ederler. Bu iddiaya da Kur'an-ı Kerim Hucurat Suresi 13. ayeti delil olarak gösterirler. Ayetin meali aynen aktarıyorum.
 
"Ey insanlar, hakıykat biz sizi bir erkek bir dişiden yarattık." Ayetin bu kısmında merhum Hasan Basri Çantay dipnot olarak şunları söylüyor.
 
(Adem aleyhisselam ile (Havva)dan. Yahut her birinizi bir ana ve bir babadan. Binaen aleyh hepiniz bu yaratılışta müsavisiniz. Soyla sopla böbürlenmeye bir sebep yoktur.
 
Ayetin devamında:
 
"Sizi, (sırf) birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki sizin Allah nezdinde en şarafliniz takvaca em ileride olanınızdır.Hakıykaten Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır" buyurur.
 
Bu ayete bakıp üzerinde düşündüğümüzde İslam'da Milliyetçiliğin var olduğunun delilidir, ispatıdır. Bu ayet-i kerime millet gerçeğini ortaya çıkarıyor. Allah'ımız bize "Sizi milletler halinde yaratan benim" diyor. Bir çok ayet-i kerime de ise "Allah dileseydi sizi tek millet olarak yaratırdı" buyuruyor.
 
İnsanlar tek millet halindemidir. Burada esas olan milletlerin bir araya gelip birbirleriyle iyi geçinip iyi idare edilme hevesinin olmasıdır. İşte bu noktayı yurdumuzda yaşayan 72.5 insanın asırlardır bir arada yaşamasının sırrı değilmidir ? Bütün devletler il, ilçe, kasaba, köy, mahalle gibi daha küçük birimlere ayrılarak idare edilmiyor mu ?
 
Görülüyor ki millet hem zaruret, hem de bir gerçektir. Yaratan da Allah'tır. Milleti kabul etmek, milleti meydana getiren manevi değerleri korumak Allah'ın isteğine uygun bir durumdur. Zaten Milliyetçilik te budur. Milleti meydana getiren bütün değerler korunsun ki millet varlığını sürdürebilsin.
 
"İslam'da milliyetçilik yoktur" demek, asıl Allah'ın isteğine aykırı olan budur. Bu konu da yalnış yorumlanan durum da budur. 
 
Bizim insanımız bu gerçekleri bilseydi. Yıllardır sağ sol kavgası yapmazdı. Alevi-Sunni meselesi çıkarmazdı. Faşist-Kominist akımlara kapılmazdı. Bunlardan doğan acıları yaşayan bir çok arkadaşım vardır. Zaman olur bir araya geldiğimizde "Yazık ettiler bu ülkenin gençliğine, kimileri mahpus damlarında, kimileri mezarlıkta." asla olmazdı.
 
Şu an bizim yurdumuzda gözle görülen bir yalnışlık yapılıyor. Ne yazık ki gelmiş geçmiş hükümetler bunu bizim gözümüzle bakmış olsaydı mutlaka çözerdi. İşi biraz da idare yönü ile inceleyelim.
 
İslamiyet'te yasak olan milliyetçilik değil, ırkçılık ve kabileciliktir. Çünkü ırkçılık insanları yüksek ırk, aşağı ırk diye ayırmaya, o da savaşlara sebep olur. İkinci dünya harbinde Hitler ve Mussolini'nin dünyayı kana bulaması bu fikrin sonucudur. Halbu ki Allah insanları eşit yaratmıştır. İnsanlar yetenekleri ve çalışmaları oranında yükselirler. Allah yanında değerleri takva (Allah'a olan bağlılık) larına göredir.
 
Kabilecilik ise bir toplumda birlik ve bütünlüğü bozar. Çünkü bütün toplumlarda geniş aileler vardır. Kabile, bu geniş ailelere verilen addır. Bunlardan her biri kendi kabilesinin kalabalığını, zenginliğini ve gücü ile övünmeye kalkıştığında diğer kabile veya sülaleler alınır. Araya kıskançlıklar, düşmanlıklar girer. Bu da sürekli kavgalara ve kan davalarına sebep olur.
 
Şimdi gelelim bizim Güney Doğu Anadolu bölgesinde ki idare şekline. Devlet birimi yalnızca görüntüde vardır. Oralarda ağaların izni olmadan kendi kabilesinden biri kendi başına iş yapamaz. Devletin kuralları ayrı, kendi kuralları ayrı. Yani oralarda yaşayan insanlarımızın işi daha da zor. Kalmış ara yerde. Bir tarafta devlet bir tarafta ağa. Vurun bakalım abalıya. Orada ki kabileler millet olmadıkça, Türk-İslam milliyetçisi olmadan asla sorunlarına çözüm bulamaz.
 
15.01.2011        
( 389- Çözüm Türk-islam Milliyetçiliğinde başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 15.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu