Yine düştün aklıma,
Yüreğimde üşüşen nağmeler beni alıp götürdü çok uzaklara
Hayalinle yüzleşiyorum.
Ruhumu avutmaya çalıştığım
Hatıralarınla beraberim.

Yağmurlar altında ıslanmış gibiyim
Gözbebeklerim ıslak, düşlerim ıslak,
Sana yanan bedenimle sırılsıklamım.

Ne vardı sanki bu kadar çabuk gitmeler
Acelen neydi treni kaçıracak gibi
Ardına bakmadan çekip gittin.
Oysa arkanda çok şey bıraktın
Ansızın çekip gitmek var mı böyle selamsız vedasız

Hani sen canını hiç yalnız bırakmazdın.
Koklamaya bile kıyamazdın.
Onu kendinden bile sakınırdın ya!
Ne oldu da şimdi ansızın çekip gittin…

Bir kalemde silip gitmek yakışmadı sana
Nasıl kıydın o’na
Boynunu bükmeye kıyamazdın ya
Ne olda şimdi ansızın çekip gittin.

Hani güneş doğarken gölge olacaktın
Hava kararırken gözlerinin ışığıyla aydınlatacaktın
Soğukta nefesinle ısıtacaktın ya.
Hani şimdi nerdesin?

Oysa ardından yıkıntılar,
Molozlara karışmış can bıraktın
Esen fırtınalar ortasında yapayalnızınım şimdi
 Karşı koyamadım sensizliğe savruldum.
Sararıp savrulmaya başladı düşlerim
Çaresizdim biçareydim.

Seni sensizde yaşamak varmış ya kaderimde
Var mı sadece seninle hayaller âleminde yaşamak
Gölgemle mi konuşacaktım hep böyle…

Özlediğim insan…
Şimdi ruhumu okşuyor yalnızlık
Sensizliğin girdabında boğuluyorum
Buğulu gözlerle bakıyorum hayata
Anladım ki anlatmak yetmiyor bazen
Yaşamak lazım bazı şeyleri…

Dokundururken hasretini beyaz sayfalara
Satırlarıma kan ağlatırken özlemin
Biliyordun yüreğimin de kan ağlayacağını.
Düşlerime barikatlar kurarken gitmelerin
Her şeyden geçmeyi öğrettin ama
Senden vazgeçmeyi öğretemedin.

Sen gülüşünde umut dağıtan çocuk,
ben gülücüklerin de heyelan geçiren toprak.
Ne zaman uğrasan, sönük kalır ateşi güneşin
 bakışlarının alevinde eririm mum misali…

Son bulduğunda takvim yaprakları
bir daha süre gelir yalnızlık aylarıma
dokunup ah işitmediğim tek gerçekti yalnızlık…

Şimdi yakamoz parıltılı hayali bakışlarında
saplantılara düşüyor yolum…
Hu ey yolunu kaybeden bende,
hu sana ey abdal hu…

Heybemde senli duaları yoklarken kuşluk vakitlerinde
gel desen koşar gelirdim doğmadan güneş yüreğime

Saatler kurarken geleceğine dair, hep erteledim zamanı,  
çevirip dururken kum saatlerini…
Geleceğine dair.
Biliyorum yine hüsranı çalacak saat…

 

 

( Yine Hüsranı Çalacak Saat... başlıklı yazı Ahmet Erbey tarafından 13.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu