de! onu decem,
köydekinnerin hepiciğine depeden bakardı
alçaklarda eğleşmezdi[1]
deği yaddan yabandan,
köyden gelen dünürcülere bile
bi “-hoş geldin” bile demez,
yüz vermez, yüzlerine ğülmez
çay-gayfa eletmez,
hızmat etmez kimseye
“-yaşım da(ha) güçcük
benden böyükler duru(r)kana” deye geri çeviri(r)di
“-gıı gocaya varmayon mu” deyennere
“-goca goca daş düşsün depenize” derdi
Müslüğ Ebe bi tefasında bize ğeldiydi
ona neyise[2]
“-gelen geden yokmu gayrııık” deyince
ebem “-olmamı ay gelin emme
bizim abıla kimseleri beğenmeyoru
ağzı yokarlarda
aşşadan yemeyoru” dediydi
o’da “-ben onun gadak gözel olsam
ya gadı derin, ya gaymakam
hemi de en gözeline varın”
dediydi
dünkü ğibi gözümün öğünde
o ğün ik-diba halama o ğözünen bakdım
hakgaten köyde onun üsdüne
gözel yoğudu
o ğünden sonura halam gözüme
bi başga göründü ne yalan söyleyen
gararım garar
ben halam gibi biriynen evlencen
uzun boylu
uzun sarı saşlı
canlı benizli
toplu
galem gaşlı
tay gibi
de! bizi(m)ki de.. iş mi hinci
halam gibi ğözelini nerde bulacan
dünne ğurulalı, halam gibi
gözel gelmiş mi ki alacan…
[1] eğleşmek/eğlenmek: oyalanmak, vakit geçirmek, beklemek, durmak
[2] o ne karışıyor, onu nerden ilgilendiriyon, kahyasımı anlamında