Hani bir sevda hikayesi yazacaktık.
Baş kahramanları, sen ve ben olan.
Üç katlı ahşap evin cumbasında,
Sarmaşık güllerimiz açacaktı.
Sonra, sönecekti bütün lambalar,
Mumlar yanacaktı.
Hani sevda şiirleri okuyacaktım,
Mum ışığında, güllerle beraber,
Tek sen dinleyecektin, bir tek sen,
Gönül pınarımdan akan şiirlerimi...

Hani arkadaşlarımızla bir akşam sohbetinde,
Bir Türk kahvesi içecektik, bol köpüklü.
Senin falında ben, benim falımda sen çıkacaktın.
Hani bir bahar günü, bir kır gezisinde;
İşte öyle, öylesine felekten bir gün çalacaktık.
Çıkarıp acı bir soğana yumruk vuracaktık.
Hani, olur ya, dağ çilekleri bulacaktık,
Bir çileği bölüp,
Yarısı senin, yarısı benim olacaktı.
Zaten biz de yarım değil miydik
Çin masalına göre:
‘’Hani, tanrı insanı bir erkek olarak yaratmış ya,
Sonra onu bölmüş,
Almış,
Diğer yarısını dünyanın bir ucuna koymuş,
İşte insanoğlu;
O gün, bugündür, diğer yarısını arar dururmuş.’’
İşte, bizde böyle aramadık mı birbirimizi?
Aramadık mı ?
Karanlık bir gecede, kara karıncayı arar gibi,
Yemin etmedik mi, sevdalar üstüne,
Dostluklar üstüne, kutsal değerler üstüne?

İşte sen, köprüleri yıkıp gittin,
İşte sen, gemileri yakıp gittin,
İşte sen, hayallerimle beni bırakıp gittin
İşte sen, boynuma ilmeği takıp gittin,
İşte sen, ardında bir enkaz bırakıp gittin
Gittin, gittin...



KAYNAK: Mustafa İsmet KESKİN; Yıldızlar Düşerken Penceremize, Gündüz Kitapevi Yayınları, Ankara-2008
( Gittin başlıklı yazı şaircesevmek tarafından 6.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.