Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 4.05.2009
Okunma Sayısı : 2133
Yorum Sayısı : 0
ROMANLARIN DİZİ YAPILMASI

M.NİHAT MALKOÇ

Sürekli, okumayan bir toplum oluşumuzdan yakınır dururuz. Yakınırız da bunun değişmesi için fazla bir gayret sarf etmeyiz. Oysa okuma eylemine kendimizden ve aile çevremizden başlasak sorunun köklü çözümüne katkıda bulunabiliriz. Fakat millet olarak şikâyet etmekten zevk alırız, çözüm kısmında ortalarda görülmemeye gayret ederiz.

Türk edebiyatı şair ve yazar sayısı bakımından dünya edebiyatından hiç de geri kalır bir noktada değildir. Eli kalem tutan kişi sayısının okur sayısından hiç de eksik olmadığını düşünüyorum. Son yıllarda Türk hikâyesi ve romanı kabuğunu kırmıştır. Bizde Tanzimatla başlayan roman geleneği son dönemlerde kemale ermiştir. Artık romanda biz de varız.

İnsanlarımızın hikâye ve roman okumadığını gören televizyon yapımcıları romanları dizilere dönüştürmeye başladılar! Son yıllarda özellikle eski dönemlere ait romanlardan dizi yapma furyası sürüp gidiyor. Bu eserler seyirci tarafından da tutuluyor, hatta izlenme rekorları kırıyor. Yapımcılar birkaç kez filme alınan romanları tekrar beyaz perdeye aktarıyorlar, bazen de dizi şeklinde seyircinin ilgisine sunuyorlar. Bu durum; senaryo kıtlığının mı, yoksa geçmişteki eserlerin henüz aşılamadığının mı göstergesidir? Bu husus tartışılmaya değerdir.

Hayatta her şey arz talep dengesiyle ilgilidir. Siz arz edersiniz, talep beklenenin üstünde olursa arz miktarını artırırsınız. Özellikle eski dönemlere ait romanların dizi hâline dönüştürülmesine de bu zaviyeden bakmak lazımdır. Bazı romanlar defalarca sinema filmi ve dizi yapıldı. Özellikle Reşat Nuri Güntekin’in romanları yapımcılar tarafından tercih ediliyor.

Bilindiği gibi geçmişten bugüne kadar pek çok roman filme aktarıldı, dizi yapıldı. O zamanlar sadece TRT kanalı vardı. TRT bu konuda ticarî düşünmüyordu. Yaptıkları diziler bugün özel kanalların yaptıklarından daha kaliteliydi. En önemlisi de eserin özünden uzaklaşmıyorlardı. Bunlar arasında şunları sayabiliriz: Sazlık-Kenan Hulusi Koray (TRT), Hanende Melek-Sabahattin Ali (TRT), Geçmiş Zaman Elbiseleri-Ahmet Hamdi Tanpınar (TRT), Bir İntihar-Samet Ağaoğlu (TRT), Çalıkuşu, Yaprak Dökümü, Dudaktan Kalbe, Acımak-Reşat Nuri Güntekin (TRT, Kanal D), Küçük Ağa, Osmancık/Kuruluş-Tarık Buğra (TRT), Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar-H. Ziya Uşaklıgil (TRT), Dokuzuncu Hariciye Koğuşu-Peyami Safa (TRT), Kartallar Yüksek Uçar, Kurtlar Sofrası-Attila İlhan (TRT), Hanımın Çiftliği, El Kızı, Yalancı Dünya-Orhan Kemal (TRT), Parmak Damgası, Deniz Gurbetçileri-Cevat Şakir Kabaağaçlı (TRT), Gecenin Öteki Yüzü-Füruzan (TRT), Keşanlı Ali Destanı-Haldun Taner (TRT), Ateşten Günler, Sinekli Bakkal-Halide Edip Adıvar(TRT), Esir Şehrin İnsanları-Kemal Tahir (TRT), Samanyolu-Kerime Nadir (TRT), Sızı-Mehmet Eroğlu (TRT), Üç İstanbul-Mithat Cemal Kuntay (TRT), Bugünün Saraylısı-Refik Halid Karay (TRT), Cumhuriyet-Turgut Özakman (TRT), Küçük Besleme, Üvey Baba-Kemalettin Tuğcu (Star)…

Romanların dizi yapılması, dizi sektörünün senaryo olarak darboğazda olduğunu da gösteriyor. Bir romanın defalarca dizi haline getirilmesini hem seyircinin eseri tutmasına, hem de kaliteli eser kıtlığına bağlayabiliriz. Türkiye’de derin ve kaliteli senaryo yazabilen yazar sayısı sanıldığı kadar çok değildir. Senaryo yazanların önemli bir kısmı popüler konulara değinmeyi tercih ediyorlar. Klişe laflar ve sıradan senaryolar seyircileri sıktı artık.

Romanların diziye dönüştürülmesine karşı değilim. Fakat romanların orijinal akışının bozulmasını, kahramanlarının değiştirilmesini, tabir caizse eserin kuşa döndürülmesini doğru bulmuyorum. 12 bölüm olabilecek dizinin eklemelerle ve zorlamalarla 50–60 bölüme çıkarılması, işin içine ticarî kaygıların girmesi, edebiyat eserine ve yazarına saygısızlıktan başka bir şey değildir. Yazarın şöhretine yaslanarak reyting kazanmak, eseri bozarak buna alet etmek iyi niyet gösterisi olarak değerlendirilemez. Son yıllarda çok beğenilerek seyredilen “Yaprak Dökümü” ve “Köprü” dizisi, dizilerin romanlardan nasıl uzaklaştığını gösteriyor. “Köprü” romanının yazarı Ayşe Kulin, dizinin artık kendi romanıyla ilgisinin kalmadığını söylemesi ve bu durumdan rahatsız olması gelinen noktayı ortaya koymaktadır.
( Romanların Dizi Yapılması başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 4.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.