Türkiye uluslararası pazarlıklarda hep masa başında kaybeden olarak bilinir.
Kurtuluş savaşı galibi olmamıza rağmen batı Trakya, on iki adalar vb. gibi misakı milli sınırlarımız içinde olan topraklarımızı Lozan’da kaybettiğimiz gibi.
Fransa’nın Nato’ya dönüşünde elimizde koz olmasına rağmen bunu kullanamadığımız gibi.
Yine Yunanistan’ın Nato’ya dönüşünde Kıbrıs’ta, Ege adalarında, batı Trakya’da aleyhimize olan gelişmeleri lehimize çeviremediğimiz gibi.
Maalesef bu büyük fırsatları değerlendiremedik.
Şimdi yine tarih karşımıza yeni fırsatlar çıkardı.
Ermenilerle olan itilafların halli için.
Ermeniler dört bir taraftan sıkışmış durumda.
Ekonomik olarak Türkiye’ye muhtaç oldukları kadar başka hiç bir ülkeye muhtaç değiller.
Ermenilerin Batıyla ilişkileri sağlıklı olarak Türkiye üzerinden olmak zorundadır.
Dünya ile ilişkileri de öyle.
Ermenistan’ın ömrünün Türkiye’yle kuracağı iyi ilişkilerle doğru orantılıdır.
Son günlerde Türk-Ermeni ilişkilerinin sıklaştığı görülüyor.
Karşılıklı ziyaretler birbirini izliyor.
Bu ilişkilerde ABD ve batının baskıları olduğu aşikâr.
Türk dünyasına karşı Ermenileri arkaladıkları da öyle.
Ermenilerin büyük bir soykırım vahşetine imza atarak Karabağ’ı işgal ettiğini de herkes biliyor.
Biliyor ama Ermeniler batılıların dindaşları olmaları onları baskılardan kurtarıyor.
Tersinden aynı şeyler olsaydı görseydiniz gümbürtüyü.
Azerilerin barbarlıkları, işgalcilikleri her platformda gündeme gelirdi.
Uluslararası kararlar söz konusu olurdu.
Ekonomik ambargolar uygulanırdı.
Siyasi ve kültürel ilişkilerin kesilmesi istenirdi.
Ancak Ermeniler söz konusu olunca her şey mubah sayıldı.
Şimdi gündemde Türk Ermeni ilişkilerinin geliştirilmesi var.
Ancak Rusya’nın bundan pek de memnun olmayacağını söyleyebiliriz.
Çünkü hem Azerbaycan hem de Ermenistan’la iyi ilişkiler kurmuş bir Türkiye’nin Orta Asya yolunun sonuna kadar açılacağı kesindir.
Tüm bunlara rağmen eğer Ermenilerle ilişkiler geliştirilecekse bunun bir karşılığı olmalıdır.
Bu karşılıklar şunlar olabilir.
Bir: Ermeniler derhal işgal altındaki Azeri topraklarından şartsız çekilmelidir.
İki: Ermeniler Azerbaycan halkına karşı soykırım yaparak savaş suçu işlediğinden dolayı tazminat ödemelidir.
Üç: Ermeniler, Türkiye üzerindeki emellerinden vazgeçtiğini dünya kamuoyu önünde açıklamalıdır.
Dört: Asılsız Ermeni soykırımı! İddialarından vazgeçmelidirler.
Beş: Nahçıvan ile Bakü arasında yeterli genişlikte uluslararası garantili bir koridor açılmasına olanak sağlanmalıdır.
Türkiye işte bunlar karşılığında Türk Ermeni sınırında kapıların açılmasına ve ilişkilerin geliştirilmesine kapı aralamalıdır.
Türk Ermeni ilişkileri ancak o zaman sağlıklı ilişkilere kavuşabileceği hatırlatılmalıdır.
Tüm bunların yanında kardeş Azerbaycan’ın hilafına kesinlikle herhangi bir adım da atılmamalıdır.
( Ermenistan Sınırı Karşılıksız Açılmamalıdır başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 1.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.