Ayrılığın vakti gelmiş akitsiz
Durup baksan ardın sıra göze ne
Yalnızlığı çaldı saat vakitsiz
Kurup dursan sabah akşam öze ne
Hayal kokan çiçeklerin atıldı
Misk kokusu semalara katıldı
Umutlar hep karanlığa satıldı
Duyulmadık ne kaldı ki söze ne
Sevgi bitmiş bağrın yanıp ölmüşsün
Yangın yeri harap serap çölmüşsün
Kalbi yarıp tam ortadan bölmüşsün
Yanıp yanıp sönmüyorsan köze ne
Göremezsin yazgı yazan kalemi
Şaşmaz bir an döner durur alemi
İmtihanmış türlü türlü elemi
Beşer şaşar arar durur çöze ne
Bir vâveylâ tazelenir canında
Dayanılmaz yaşadığın anında
Kahır dolu yanan gönül hanında
Batmış güneş erimeyen buza ne
Perdeleri delip geçen ışığın
Sağır eden acı dolu çığlığın
Uzun saplı aç bırakan kaşığın
Doyurmayan sofradaki gize ne
Gülle bülbül ağlayacak sonunda
Çalan hayat perdesinin fonunda
Herkes duysun kısılmayan tonunda
Biz oynadık oyun bitti size ne
1.1.2024
Berlin/Kudret