Yarılsın istiyorum ayak bastığım her yer
Hep ölümü anmakmış Gazze'de çocuk olmak
Saatimi neşeye boşa kurmuşum meğer
Dikeni gül sanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Tatlı yokuş ararken kırlara dizim için
Haram oldu mevsimin her yazı bizim için
Aldığımız her nefes bir sızı bizim için
Hayattan usanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Canımızı yakarken boğazımızdaki ip
Müslümanım diyenler sus pus olmuş; ne garip
Korku ve hüzün ile akşam yatağa girip
Kâbusla uyanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Kin alınca yerini us denen melekenin
Kayboluyor manası ve önemi ilkenin
Lanetli bir milletin içindeki öfkenin
Ateşinde yanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Söyleyin kim ısıtır buz tutan bir haneyi
Neyi anlatsın kalem bomba yağarken, neyi?
Bir kabir kapısında uğurlayıp anneyi
Öleni kıskanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Sebebiymişiz gibi bu handa her beisin
Bir biz kaldık içinde kâbus dolu bu sisin
Umuda köşk ararken, gam çölünde yeisin
Seliyle ıslanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Kim bilir kaç kurşunun izi var naaşında
Kimi henüz beşinde, kimi on beş yaşında...
Paramparça edilmiş cesetlerin başında
Acıya dayanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Sizlerin yaş gelirken gözünüzden gülmeden
Gömülmeyi öğrendik henüz daha ölmeden
Kırk kurşun yarasıyla; yine de eğilmeden
Toprağa uzanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Melik'in mesajını aldık Kitab'ı açıp
Bildik belâ ne için; uçurtmadan vazgeçip
Şehadet pınarından nasip payını içip
Firdevsi kazanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Haysiyetten emare gerekirken terine
Toprak mı serpilmiş ne, insanın(!) üzerine
Zalim ile iş tutan müslümanın yerine
Aksâ'dan utanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Hasret iken asırlar Ömer'ül Fârûk'lara
Zor bulunur teselli kalpteki kırıklara
Rüyada annesini görüp, hıçkırıklara
Boğulmak tıkanmakmış Gazze'de çocuk olmak
Sellere dönüşse de gözümde biriken nem
Yakında geleceğim üzülme n'olur annem
Meğer dünya mahşermiş, bizim için cehennem
Kan ile yıkanmakmış Gazze'de çocuk olmak.