Düşlerimden asın beni: o düş denizi ki aşkın rahmeti ile yıkanmış bir mecradan ibaret, aşkın hâkimiyetinde yalpalayan bedenim.

Yârin tılsımlı varlığı oysaki ben aşka çoktan küsmüştüm ve dilaltı bildiğim özlemin öznesi neşreden: hani, kayıp diyarlardan sökün eden bir yaratı bir ihtimal.

 

 

 

Gözlerimin çukurunda dans eder hayaller

Gözlerimin iris’ inde saklı en irisinden gerçekler.

Konduğum kırık dalın nüktesi

Yalnızlığın huzmesi

Sevecen bir tanrıyı oynayan kâfir beynamaz gölgeler.

 

Zamansa geçkin bir tanrı, zanların kardığı eksen

Emsalsiz d/okunuşları hüznün

Bazen girift bazen yalın

İçten içe esen

Tembihli sözcükler ve öğretiler

Çocuk olmanın bir suç olduğu ne ki?

Çocuk kalmış bir şairden ne eksiği ne fazlası

Hırpalanmış yüreğin meali denk düşer

İklimsiz bir güne uyanan mazlum göğün masum varlıkları…

 

Deşen,

Biçen ve:

İçli şarkılar gövdesi delik deşik.

Kadınlar ölü

Gölgeler ölgün

Muradı dillenen beşer hayata kırgın

Ve işte iş başında İlahi Adalet

Kurulu zaman

Kurmaca ne çok insan ne çok mekân

Yaşlı ve yaslı taziyeleri evrenin

Bil mukabil demenin serveti

Ne de çok insan içten kendince sever

 

İstirham edilesi bir hayat

İkamesi kayıp bir rota

Meali ölüm kokan vecizeler

İnsan ırkı yalın fıtratı öteleyen

Kompleks duygular örüntüsü adeta yeniden

Doğmanın kitabını yazar

İçi dışı bir, kimse ikiletmeden sever ve deşer toprağı

 

Bir fasıla ki yaşam.

Hasılası bilinmez şimdiden.

Devasa t-cetvelleri adeta bir şirket bilançosu

İnsanın içi Çıfıt çarşısı

Ve gizemin tini

Teninde kayan nemli yıldızlar nasıl da tembihli

Ne de olsa her yıldız gönül vermiş mehtaba

Mehtap ise kendi dalgasında meylettiği güneşe

Duyduğu aşkı bilen sadece Tanrı.

 

İzahı yok işte kimin gönlü kimin cebinde

İzi silinmiş işte az evvel kayan kuyruklu yıldızın can acısı saklı

Evrenin her zerresinde kayıtlı

Duygular

Bazen metruk

Bazen gölgeli

Bazen mubah olmayan

İklimler iken çizen evrenin rotasını

O hoş nüans

Sevdalı kelebekler çiçeklere âşık

Katlı varlıkları doğanın mucizesi adeta

Her gün yeniden kozasından çıkan ipek böceği

 

Evrim geçiren yenilgiler

İnsanların dinmez nazı niyazı ve sızısı

Eklem yerleri kanayan bir şiirden fazlası saklı

Şairin iç cebinde matbu duygular değil

Şahsına münhasır bir devinim

Aşka öykünen aşka âşık her sözcük her şiir her şair

 

İçre yolculuğunda göğün

Tebessümler ektiği kadar

Kördüğüm bazen ömür

Günden geceye eksilen nice duygu

Tepesi atan göğün uyruğu

Ne de olsa sonsuzluktur meali yaşamın,

Serveti bazen t/aşkın bir mecrada gün sayan

Yaşlı kadın ve ahvali

Yeter ki ölüm uzak olsun hanemizden…

 

Hamt ettiğimiz kadar

Mizacını saklı tutan her insan ayrı bir dünya

Dünya gözüyle sevmek bu olsa gerek

Cebelleştiği kadar hayatla içtiği suyu kokladığı her duygu

Müdavimi hayalleri

Bilinmez iken çoktan rüştünü ispatlayan sayısız duygunun

Muadili elbet içten bir yakarış ve nice dua

Katık ettiğimiz kadar hayata, ufka ve umuda…


( Hamt Ettiğimiz Kadar başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 29.01.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.