1
Hic kuskusuz
toplumlarin köklerini direklerini dayanaklarini ve damarlarini besleyip doyuran
ve ayakta tutan kilcal kökenler milyonlarca metropollere hayati hic bir
güvencesi olmaksizin kazanma korkusu ve kaygisiyla kapisip yarismaya toplanmis
birikmis insani tüm celiski ve sorunlariyla cebellestikce daha soguk daha ruhsuz
daha acimasiz daha bencil daha cikarci daha siddete yönelik daha duyarsizliga
aliskin daha harama yalana yanlisa itibarli daha igreti daha degisken daha
kaypak daha dekorcu daha maddi ganimete düskün daha gösteris ve servet budalasi
daha hesapci daha düzenbaz daha doyumsuz daha güvensiz daha günübirlik sahte
soyut ve samimiyetsiz yalnizlasma ve yabancilasma kopukluguna ayri gayri uzak
ve paramprca KENT YOGUNLASMASI degil, kirsal kesimlerde olabildigi ve
direnebildigi kadar özgün ve dogal
bagisikligini nispeten de olsa yasatip tasiyabilen yerlesik anlayis ve kültürel
zenginliktir.
Cünkü oradan
tüm tarihi gelisimi ve dokusuyla beraber arabulucusuz tarifini ve tanimlamasini
yapar, merkezi yerlerde milyonlari toplayip biriktirerek en zahmetsiz
ivedilikle insanlari güdüp yönetmeye dair maksadi ne olursa olsun her alinmis
kararin yahut hükümranlik bildiriminin kolayca, aninda hemen ve hic uzakta
olmayan rahatlikta metropol kozmopolit belirsizliklere iktidarlik eden irade
gücü ulasip erisirken, merkezden her durumda ve her yerde erisim ulasim masraf emek ve zahmeti gerektiren ve
kimi hallerde bu sebeple paylasim pastasindan eksik yoksul kalma pahasinin
bedelini ödeyerek; fakat kendine müstakil özgün degerleri koruyup kollamaya her
türlü hazir kalip etkilesimden uzak kalmanin sag ve saydam toplumsal zenginlik
sadeligini elinde tutan sag saydam yapi ve kisisel karaktrliligin kendine özgün
kent harici kirsal ve kilcal damarlari.
„ Varolan tüm
hayatimi ülkemin varligi ve gelecegi icin feda edecegim „ diyerek talihin
okuyup kaderin cilvesiyle cekme
kutusunda dogup cekme kutusunda ölerek dünyayi terkeden; tarihin hali
hazirlardan kurgulanmis pürüssüz örgüsü ve dokusuyla, Viktorya ve Ikinci
Eisabeth `ten devraldigi uzun soluklu tacin tahtin ünün ünvanin gösterisli hanedanlik
hükümranliginda hic bir dünya derdin dert kaygi endise sorun etmeye dokunup
bulasmayan ve Britanya ADALARI ETRAFINDA CEVRELENMIS üllkeler tamamini dünyanin
tümüne yakinini soyup sömürüsü tanri katindan hak tayin edilmisligin dogal
düzenegi kabulüynde bilip inanarak, kendini gören ve gösteren heryerin
herkesini hizmette kusur etmeyen garantiden
sadik yalaka,mükemmel hizmetci, hareketi
tavri ve itaati kusursuz usaklari olarak emredip buyurdugu,ayni kilisede vaftizlenmeye dünyaya gelmis dogmus,
ayni kilisede evliligi en tantanali törenle yeryüzüne en basta sömürgelerine
iletilip ulastirilmak üzere naklen yayinlanip kutlanmis, ayni kilisede
kraliceligi kutsanmis ve ayni kilisede…vitrin ve cekmece icinde buzul dokuk
sönük ve artik Burjuva devrimlerinden beri sadece entrikali modali servetli sarayli kokusmus cürümüs cag ötesi ve
zaman asimi lüksün, magazin matraginin,neo liberal emperyal kapitalist serbest
piyasalar vurgun soygunlarini yoksul sefil insan yiginlarina faturalamayi
sorgusuz sinirsiz örtbasa oyalayip avutmanin market ürünü ve afyon aygiti
olarak yordugu düzen ayarlama karsiliginda
sahsina müstakil zevki sefasina
tav olmaktan baska hic bir islevi kalmayanceyizi pahal carsindan ve tasinmasi
agir bavuldan kendini toplayip ölüme teslim oldu gitti Ingiltere Kralicesi ve
yirmibirinci yüzyil digital garnitür etiketli ve serisinin iki numaralisi Elisabeth..
Elisabeth son
tahlilde babasi ölmeden tahtin taci varisi olmaya büyük gezilerin büyük capli
Avusturalya`dan Güney Amerika`ya..nerden nereye kadar üstünde günes batmayan
INGILIZ imparatorlugunu en konforlu kstüm ve tedarikler icinde renkli renksiz
resimlerle cerceveleyip mühürlerken, ordan devraldigi konforu hic degismeksizin
LONDRA gibi metropollerden kolay hemen ve hic zahmetsiz erisen buyruklari
emreden fermanciligin noter mühürüne en ihtisamli ve en gösterisli ve
milyarlarca sterlin yükünde kamyonlarin dahi tasimakta motor bozup su
kaynattigi en pahali giyim kusam ve takilariyla; -zaman zaman gittigi yerde
küflü yumurta da atildiysa üstüne basina- ona sunulan ve herseyi paranin
gücüyle ölcütleyen sanayilesmis serbest piyasa toplum ayarlama ve uyarlama
sektörcülügü sinirsiz konforun gücüyle tüm ayibini sucunu günahini silip
süpürüp düzgün insanmis gibi göstermeye hududu olmayan insanligi satin alabilen
en ucuz yollarla aktard asiladi köpürttü ve kustu.
Buradan SEKSPIR
her ne kadar her yüzyilda hic degismeksizin irade ve hüküm merkezinin en yakini
ve her an ulasilabilen kontrol cevrim capinda sarayvari metropolcülügün `olmak
ya da olmamak, iste bütün mesele bu `cikarimini HAMLETLEYIP merkeze direnk
dolaysiz bagli ve ana damardan girisli cikisli bagimligin eksen etrafinda kurcalayadurdugunun tam tersine aksi, merkezin
ulasamadigi ve INGILIZ toplumunun kilcal damarlarinda yasayip dokunan en temel
yerden kasabalari köyleriyle sinirli toplumsal kimlik ve kültür bildirimi adina
INGILTERE kirsalini yazar JANE AUSTiN.
Böylece
onsekizinci ve ondokuzuncu yüz yillar araligina damgasini vurdugu ve yazdiklariyla
Wieginia Wolf yahut George Orwell gibi kendinden sonrakilere yazim dili
anlatim teknigi ilham kaynagi veya takdir övgüsünü rehberleyen Ask ve Gurur,
Umut Parki, Northanger Manastiri, Sagduyu ve Duyarlilik, Emma gibi onsekizinci
yüzyil sonunda ilkini ( Ask ve Gurur ) yazmaya baslayarak tamamlanip yayinlanmislar yanisirasina
Wastonlar adli yarim kalmis eserlere satir yorup kalem tüketmis.
EMMA neredeyse
her romaninda sinirlari ve iliskileri ismi duyulmadik köy ve kasabalarda
yasanip gecmekle sinirli olanlarindan biridir.Yazdigi konu yogunlugu kirsal ve
kent merkezi yogunlugundan uzak, herkesin
coskulu sehvet cinsel arzulari kiskitip kamcilayan ask baslikli ve
kolayca basim yayin ve dagitimi engelsiz pürüzsüz söhrete ulasmanin yolu
bildigi birbirinin benzerlerini satip sundugugunun aksine kasaba köy veya
nahiyelerde yasanan sakin sessiz yerinde yapmaciksiz sahtesiz ve dogal olani
duyurmaya ve ortaya koymaya egilip
yöneldigi sebebiyle ilk romanlarini yazdigi tarihten bir hayli sonra bastirip
yayinlatabilmis.
Yazma
konularini bir papazin yedi kizindan biri oldugu sebebiyle her tür ahaliye
erisip ulasma kalabaligi ve bollugu icinde toplu her karakterde degisik insan
cesitliligini ve bilhassa yasayip taniklik ettigi hayatin kalbirüstü tuzu kuru
olan zümresini kolayca gözlemledigi imkanla taniklik ettigi hayatin dilinden
damarindan romanlarinda da bolca tiplemelerine konu ettigi; ve babasi öldükten sonra da degisik sehirlere
göcerek kiz kardesi ve annesiyle beraber yasamaya `hic evlenmemeyi ` kendi
hayatiyla dünya yasantisini sonlandirmis.. Emma`da bu hic evlenmeme kaygi
vekesin kararliliginin roman konusu
kizinda kendinden de isaretlenmis ip uclari veris Jane Austin.
Gelelim
EMMA`ya…:
Seyfi Karaca…..Eylül
/ 22