Düşlerini saklı tut, mavilim olmadı…

Yetimliğini g/izle içine saklandığın peçenin aslında özlemin duvağı olduğunu unutma ve giymekten vazgeçtiğin o beyaz gelinliği varsın sarkıt dibinden özlem duyduğun mutluluğa.

Aşklar tek kişiliktir benim dünyamda ve öznemle yolu asla kesişmeyen özgürlüğün dik alası işte yazdıklarım ki yazdığımı filan da iddia etmiyorum tıpkı bir kadın olmadığımı iddia ettiğim gibi…

Külüstürdür benim yalnızlığım ve şiirlerimi küllüğe yığarım ben ve başı hafiften dumanlı sevdalı Ada Vapuru kimliğimse İstanbul şerh düştüğüm yandan çarklı duygular ve vecizler benim ihbarım.

Hazanın sağdıcıyım.

Hala on sekiz yaşındayım.

Yarım aşırı devirmiş olmanın mutluluğu mu yoksa mutlak bir özgürlük mü benimki ve ben asla karanlıkta sokağa çıkmayı sevmedim bu yüzden geceyi gündüzden ihbar ediyorum ve pek de itibar ediyorum içimdeki aydınlığa ve her yek attığımda düşeş geldiğine ikna olup mars ediyorum karşımdaki hayaleti.

Teyakkuzdayım

Temmuzum belki de ben ve televizyonda yüksek reyting alan dizinin de Temmuz adlı karakteri bense hala şehrin merkezinde cennet belliyorum gördüğüm her yeşilliği.

Saksımda saklı benim hayatım.

Ruhumda uçuşan polenler ve kelebek ömürlü şiirlerim elbet şakıdığım ne ki şarlayan zalime pabuç bırakmasam da illa ki eksiliyorum gün içerisinde.

İçerlediğim ne ki içtiğimin yanında?

Bardak bardak çay ve yanında grisin ne de olsa kalemim formunu korumak zorunda ve üzerime geçirdiğim formam bense Rıhtımda süzülen düşler gibi denizin kokusunda büyüyor ve büyütüyorum özgürlüğe düşkünlüğümü.

Ne zaman özgür addedildim ki?

Ne çocukken ne bu yaşımda ve uslu bir kız olmamın neticesidir başıma gelenler yoksa durduk yere neden şarlar ki iblis ve karanlığı da delen gözlerim her ne hikmetse aşkın pusu kurduğu sisli bir günün geceye devrettiği kalan bakiyesi…

İyi bir hesap uzmanı olurdum ama ben bankacılığı seçtim ve ömrümün kısa süreli yolculuğunda bankada sırtımı yasladığım koltuk her nedense battı bana ve istifa edip de boyum nasıl da uzadı.

Bir hayalin g/izini sürdüm bir ömür.

Alakam olmasa da aldığım eğitimle yeniden düştüm okul yoluna ve övünçle ve aşkla öğretmen oldum yine hayatımın kısa bir zaman aralığında ve çiçeklendim açtım öğrencilerimin nezdinde ve işte ben o zaman özgürlüğü tatmıştım:

Hem öğretmenin aşkı.

Hem de öğrencilerimin geniş gönüllerinde taht kurmuşluğum ve hayalim gerçek olsa bile kısa sürede soldu coşkum ve içime döndüm bir gecede aslında bir ters lale olduğumu sonradan fark ettim ve soyumdaki güllerden arınıp sakin kendi halinde bir yıldız olmanın verdiği rehavetle an geldi ben bu sefer mehtaba âşık oldum ve aşktı benim rotam çok da komik bir rota üstelik ne de olsa aşkın telaffuzu çok farklıydı insanların dimağında.

S/özlendiğimse nasıl da aşikâr çünkü bendim beni özleyen ve sözlü bir çeviri iken hayat on parmak daktilo bilmediğim gibi bilgisayar kullanmayı da bir başıma öğrendim.

Başıma gelen pişmiş tavuğun başına geldi de yılbaşı gecesi ve yeni yılın ilk günü kuluçkaya yattım ve yeniden çizdim rotamı.

Gemisini terk etmeyen tek kaptan ben miydim de her dalganın yükseldiğinse üstüme sözcüklerden can yeleği ile illa ki fıtratımı sundum gün ve gece ve şiarım iken sevgi şair olacağım tuttu ve o gün bu gün deniz her yükseldiğine ben de kaptan köşküme çıkıyorum ve dürbünle bakıyorum uzaklara ve git gide yanaşan buzullar belki de içimdeki Titanik’tir beni hapseden ve soğuk sulara kapılıp da kurtuluşum yine Allah’tan ve tüm devrik cümlelerden inşa ettiğim dünyamda ne yazık ki dünüme yer vermiyorum.

Bir kompliman ise kalemin reveransı.

Bense aşkı ve sözcüklerimi bir referans olarak sunuyorum ve cılkı çıkmış dünyanın pejmürde yalnızlığında ispatlıyorum da yalnız olmadığımı yoksa mümkün olur muydu kalemin ç/ağrısına kulak verip de yüreğimi ziyaret edenler…

Bir şiirden fazladır yazdıklarım.

Binlerce hikâyeden de fazladır içimdeki Külkedisi ve şadırvanı yüreğimin belki de şahlanan sözcüklerim ve işte çıkınımda saklı benim hayat hikâyem.


( Bir Kompliman İse Kalemin Reveransı... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 24.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.