Monolog Röportaj-Şiir Hayal Kırıklıklarımız
İyileştirebilir mi?-
-Çaylarımız muhabbetle yudumladık kaldığımız
yerden yeniden devam edelim şiirin penceresini açarak o hafif leziz ılgıt ılgıt
esen rüzgârıyla hoşluğuyla gönlümüzdeki boşluğu doldurmak için sayın kul
Mehmet’i konuk ederek, onunla sizin gönlünüzü ferahlatacak konulara değineceğiz
az dokunacağız. İsterseniz kaldığımız yerden devam edelim. Sayın Kul Mehmet, şiir
hayal kırıklıklarını iyileştirebilir mi?
-Size sorayım bir taş mı kafa yarar
bir avuç pamuk mu?
-Elbette ki taş!
-Öyle ise hafif gönlü okşayan
hecelerin gülümsemesi hayal kırıklıklarımızı okşayarak nasıl iyileştirmez ki? Şaşkınlık
içinde o yumuşacık dokunuşuyla bize tercüman olan nazik dokunuşuyla derdimizi
anlayan bir irkilme tepkisiyle bizi saran anlayan şiir nasıl iyileştirmesin ki?
Şiir duygusuyla duygulara hitap ederek kırılmış gönlü okşayarak ısıtarak ona
daha önce tadamadığı zevkleri tattırarak her hangi bir çıkar kaygısı gütmeden
ona yardım eden kelime söz ve hecelerin gönül pınarından yıkanarak tertemiz
sunulmasıdır. Şiir ritmi ile kalbin bozuk ritmini düzene sokarak yeniden
ritimle coşku ile atmasını sağlar. İnsanın merhametli bir dokunuşa her zaman
ihtiyacı vardır. Bunu her zaman karşımızdaki insanda bulmamız mümkün olmuyor, ya
da şair bunu bulamamış olmalı ki şiirle anlatıyor ve devası nedir söylüyor.
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa
donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde.
Bedri Rahmi Eyüpoğlu
Düş güdümlü mevsim
Aşkın şadırvanı gelip geçici
sevginin
Deminde saklı: darası yalnızlığın
Bazense devasa asası mihrabın
Ve işte kilitledim kalbimi(Ben
burada araya gireyim, kardeşim aşktan sevgiden başka her şeye kalbimin kapısını
kilitledim diyor)
Kindar iblisin varsın sönmesin
laneti
Aşktı ikramı evrenin
Aşktı idamesi yüreğin
Aşktı ibresi şiirlerin…
Aşka aşina yüreğim
Tevazu yüklü gönlüm
Sandık dolusu hüzün
Aşk yüklü şehrin
Kıblesi binlerce şiirden
Arda kalan bir tek hüküm:
O da ‘’sev’’ emri Mevla’mın
Kaybolmak ne ki yazarken?
Yıldız Gülüm Çamlı soy
-Şiirdeki duygu ve hisleri insanı
saran sıcaklığını yaraların olsa da sadece sevmekle deva olacağını, içimizde
bir şeylerin OKUYARAK ısınacağını şair şiiriyle bize anlatıyor. Bu güzellik
naif dokunuşuyla şiir nasıl kırıklıklarımızı onarmasın? Bir divan şiirinde
şair.
Lebün dirgürmege canlar vîrürken
Gözün katlüme her dem niyyeî eyler
(Mesîhî D., G.65, b.5, s. 157)
"Dudağın diriltmeye can
verirken, gözün her an öldürmeye niyet eder."
Derken, dudağınla dilin arasında
çıkacak tatlı bir söze muhtaç iken ey sevgili neden kem gözle sevmeyen aşkla
bakan gözle bana bakarak beni öldürürsün… Bu herkes içinde aynıdır. Dilde çıkan
söze dikkat etmek gerekir. Bakışa dikkat etmek gerekir…
Şair çektiklerini mısralara
dökerken, yapılmaması gerekeni de bazen açık bazen gizli olarak okuyucuna
sunuyor yani şair her şeyi devletten beklemeyin sizde az katkı gösterin diyor.
Her nefeste ol tabîb-i cana ben
öldüm desem
Hâlime kılmaz nazar vermez cevâb üç
günde bir (Hayalî D., G.584, b. 1, s. 292} "
“O can tabibine her nefeste ben öldüm
desem halime bakmaz, üç günde bir cevap vermez." beytinde ise âşık can
tabibi olan sevgiliye her nefeste öldüğünü söyler. Ancak, acımasız sevgili onun
hâline bakmadığı gibi üç günde bir cevap bile vermeyerek âşığın çektiği acıyı,
eziyeti umursamaz. Âşığın ölmek üzere olması da onu etkilemez”
Oysa canlar yaşamalı acı ıstırap
çekmemeli, bunları çok güzel ifade eden şiar, şiir hayal kırıklıklarımız
İyileştirebilir, tedavi eder bizi mutlu mesut severken sevdiğimiz yanımızda
olmasa da sevmeyi sağlık verir vesselam.
-Evet, sevgili okuyucularım ocakta
çayımız kaynamış demini almış buyurun çayımızı içelim sonra devam ederiz. Çaylar
bizden gülümsemek yine sizden.
Mehmet Aluç