Sevgi, yerleşirse gönüllere bir daha da kolay kolay çıkmaz oradan.

Kin ve husumetlerin her türlüsü barınamaz çıkar gider aradan.


Sevgi, insanı yaşadığı mekânlarda parmakla gösterilen bir bey efendi eder.

Sevginin ekildiği çorak arazilerde bile rengârenk güller biter.

 

Sevgi, dostlukları, arkadaşlıkları, kardeşiliği pekiştirdikçe pekiştirir.

Taşlaşmış kalplere bile insanı cennetlik eden güzellikleri yerleştirir.

 

Sevgi, eline oyuncak verilmiş çocuklar gibi yanaklarından en içten mutlulukları döktürür.

Sevdalı gönül bahçelerinin dikenlerini kökünden söktürür.

 

Sevgi, kavurucu sıcaklarda buz misali su içilmiş gibi hararetleri söndürür.

Rahmana giden yollarda insanın aşk ve şevkini artırdıkça artırır.

 

Sevgiyi kalemler yazmaktan aciz kalır zira o yaşandığında ancak ve ancak fark edilir.

Kemliklerin ve çirkinliklerin her türlüsünü insana o terk ettirir.

 

Sevgi, cennet kapılarının en güzel ve en manidar olanıdır.

Sevgisiz yaşanan her gün, insanı cehenneme bir adım daha yaklaştırır.

 

Sevgi, susamışların susamışlığını, açların ise açlığını giderir.

İnsan yaşadıkça insanın saygınlığını ve itibarını artırır.

 

Sevgi, yirmibirinci yüzyılın şifası olmayan dertlerin en etkili devasıdır.

Canlı mahlûkatın en şereflisi olan insanın en değerli misafiridir.

 

Sevgi, yaşandıkça çoğalır ve insanlar narların her türlüsünden kurtulur.

İnsanlıktan nasiplenmiş olanları yorulmadan çarçabuk arayıp bulur.

 

Sevgi, insanı her şeye kadir olan Allah’a sevdirir.

Onun rızasını kazanmak için hayırlı ve güzel olan her şeyi yaptırır.

 

Sevgi, geceyi süsleyen ay ve yıldızlar günü aydınlatan ve ısıtan güneştir.

İnsanın yanından hiçbir an ayırmak istemediği en nadide eştir.

 

Sevgi, dallarında cıvıldaşan gölgesinde insanların serinlediği asırlık çınar ağacıdır.

Helal süt emmişlerin gönüllerinde sultan, başlarına elmas, yakut işlemeli taçdır.

 

Sevgi, çok kolay elde edilen cennet kapılarından bir kapının anahtarıdır

Okuduğunu anlayan anladığını yaşayanların şeref namus hayâ ve arıdır.

 

Sevgi, fakir fukaranın, garip gurebanın, kimsesiz dul ve yetimlerin en helal azığıdır.

Sevginin olmayışı insanlığını yitirmişlerin kabalığıdır.

 

Sevgi, büyüklere derinden saygılı küçüklere ise sevgili olmaktır.

Yapay olmayan rahmani muhabbetlerle gönlünü doldurmaktır.

 

Sevgi, paylaşmaktır, kucaklaşmaktır, anne gibi şefkatli, baba gibi merhametli olmaktır.

Dostlarını her daim onure etmek sıkıntı ve kederlerini paylaşmaktır.

 

Sevgi, zifiri karanlıklarda yuvasına giren yuvasından çıkan kara karıncadan bir pay çıkarmaktır.

Sevgi ve muhabbet üzerine yapılan manidar güzel sohbetleri içtimai hayatta bire bir yaşamaktır.

 

Sevgi, vefalılığa, sadakete, uhuvete giden yolları büyük bir keyifle arşınlamaktır.

Allah rızası için gelen konuklarını, harikuledenin de fevkinde karşılamak ve ağırlamaktır.

 

Sevgi, bu üç günlük dünyanın fani olduğuna inanmak ve emredildiği gibi bir hayat sürmektir.

İsyan etmeden başa gelen bela ve musibetleri ya sabır diye çekmektir.

 

Sevgi, ne olursa olsun her daim helal çalışmak, helal çalışmak, helal çalışmaktır.

Utanıp sıkılmadan bilmediklerini bir bilene edeb dairesi içinde danışmaktır.

 

Sevgi, sarp kayalıklı uçurumlu en yokuşlu yolları dopdolu heybelerle aşmaktır.

Şarıl şarıl, gümbür gümbür pınar olup bendini yıkmadan, dostun tarlasına akmaktır.

 

Sevgi, sütunsuz duran bu asumanı temaşa ettikçe, yüce Allah’ı çok içten tefekkür etmektir.

Barış ve kardeşlik tarlalarına sevgi ve muhabbet fidelerini ekip can sularını vermektir.

27/ Aralık/2021

( Divan-ı Halil 4 başlıklı yazı sadeceo tarafından 21.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.