İnsanımız aşırı politik ve çatışmacı bir konuşma kültürüne sahip. Özellikle belli tipler, konuşulan güzel bir analizi, istifade edilecek bir "şey" olarak görmek yerine, onları tartışmaya açılan bir kapı olarak telakki etmekte. Alakası olmasa bile konuyu bile konuyu siyasete çekmekte. Konuşulan şeyleri değersizleştirmek, konuşulana karşı çıkmak ve bunları belli bir yeri, kişiyi, grubu, görüşü, zihniyeti destekler gibi anlamak; karşıdakini anlamaktan ziyade anlamamaya veya anlamı buharlaştırmaya çalışmak, bu tiplerin  hep yaptıkları iş gibi görünmekte. Ne yaparsan yap, ne konuşursan konuş, falan fraksiyondan ve fişman partiliysen, söylediklerin buhar olup uçmakta, karşıdakini mutlu etmek için bazen level atlamak, bazen devre yakmak durumunda kalmaktasın. İşin garibi TV seyretmek ve gazetelerin büyük başlıklarına göz atmaktan maada dişe dokunur bir okuması olmayanların, herhangi bir sosyal teori ve toplumsal dinamikten ve doktrinden bîhaber olanların, onlarca filozof, sosyolog, antropolog marifetiyle oluşan komisyonun dahi içinden çıkamayacağı acip ve garip teorilerinin olması ise ironik.

 

….Kitapsız bilgin olanın……"diyen ozana inat, kendisini "hakikatör" zannetmekte beis görmeyenler de işin bir boyutu. Aslında karşıdakine yaptığımız duygusal yatırımın miktarı, o kişinin sözlerini yanlış anlayıp anlamamayı belirlemekte. Eğer o kişiyi seviyorsak, salak sözleri vecizeye dönüşmekte; yok sevmiyorsak hikmetli kelamı yerlerde sürünmektedir. Size bir önerim var: Bir hafta internet, tv ve gazete orucu tutun, etrafınızdaki insanlarla daha iyi anlaştığınızı göreceksiniz. Bizi, birbirimize karşı tetikleyen şeyler, yakınımızdan değil uzaktan gelmektedir. 

 

İsmet Özel’den dinlediğim bir sözde; şaire, iyi şiiri kötüsünden nasıl ayırt edersin demişler. Burnumla demiş. Nasıl demişler? O da “İyi şiir iyi kokar, kötü şiir kötü kokar” demiş. Ben de şunu sorayım: Peki siz iyi düşünceyi kötü düşünceden nasıl ayırt edersiniz? Pek çoğumuz, yukarıdakine benzer şekilde koklayarak türünden bir cevap verecektir. Bizden olan iyi kokar, olmayan ise kötü çıkarımı. Hadi, şair iyi şiirle kötü şiiri koklayarak anlıyor, siz iyi düşünceyle kötü düşünceyi hangi kritere göre anlıyorsunuz?. Bu nasıl bir us-lanmazlık, yani akılsızlıktır? Ne kötü, ne ilkel hüküm veriyorsunuz. Halbuki elinizde iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ve güzeli çirkinden ayıracak doğru düzgün bir "ayracınız" bile yok. Diyalektik, mantık, felsefe eğitimi almayanlar iyi düşünceyi kötüsünden ayırmakta zorluk çekerler.

 

Herakleitos, logosu insanda akıl, doğada ise kanun olarak görür. Doğanın aklı, kanunlarıdır der. Logos ilkesine Aristo, ethos ve pathosu ekleyerek retoriğin, etkili iletişimin temellerini atmıştır.(Ölümü MÖ 322) İletişme konusunda, sohbet konusunda, tartışma konusunda çok yol almamız gerektiği, şu zamanda bile kendini hissettiriyor. Okumadan düşünmeden hüküm verme konusunda aceleci; ama hikmeti, ilim ve irfanı bilmeme hususunda ise inatçıyız.

( Çatışmadan Diyaloga başlıklı yazı bAZEN şAİR tarafından 14.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.