İman ile Bilinir-6-

İmanın Şartları Nelerdir, Kaç Tanedir? İmanın Şartı Kaçtır, Neden Bilinmesi  Gerekir?


Bir Kıssa Bin Hisse

 

**“Anahtar

Bir varmış bir yokmuş
Evvel zemân içinde
Kable’z zêmân içinde
Nokta idik ezelde
Saklı idik güzelde

Şimdi de aynı hikâye 
Kendini bilmeyen kimse yoğ imiş
Gerçî yanlış söyleyenler çoğ imiş
•••


Bir zamanlar, her nasılsa müebbet yemiş mahkûmlarla lebâleb dolu, büyüüük bir hapishane var imiş.

Bir gün, şehrin uzak yerinden bir yabancı gelmiş ve küçük pencerenin parmaklıklarından onlara bir anahtar ve kurtulmaları için de kilidi açma talimatı vermiş.

Aslında yapılacak iş çok basitmiş:

 Anahtarı, anahtar deliğine sokun

 Anahtarı bir kez sağa çevirin, bekleyin

 Anahtarı iki kez sola çevirin, bekleyin

 Son olarak tekrar sağa çevirin, bekleyin

 Kapıyı kendinize doğru çekerek açın

Mahkûmlar dışarıdan bir anahtar aldıkları için pek bir mutlu olmuşlar ve onu altın bir çerçeve içinde duvara asmışlar.

Nihâyetinde o sâdece sıradan bir anahtar değil, ötelerden gelen Kutsal Anahtar imiş

Şarkılar bestelenmiş ve Anahtara özel dualar okunmuş.

Şehrin neredeyse tamamının ömür boyu hapis cezasında olduğu yurdum insanları, gerçekleşmesini istedikleri dilekleriyle için Anahtarı ziyarete gelmişler, dertlerini anlatanlar, umutlarını oraya bağlamışlar ve yeni doğan bebekleri “kutlu olsun” diye Anahtara getirmişler.

Ne var ki çok fazla izdiham oluyormuş…

Çok geçmeden bazı mahkûmlar kendilerini, görevi sıradan insanlarla Kutsal Anahtar arasında arabuluculuk yapmak olan “Anahtar Rahipleri” olarak belirlemişler.

Rahipler, tutsakların günahlarının cezası olarak müebbet hapis cezası aldıklarını açıklamışlar.

Anahtara gerektiği gibi tapanlar için Anahtar adına kurtuluş vaat etmişler.

Rahipler ayrıca bayram günlerini ve tatil günleri de bir bir belirlemişler.

“Kurtuluş Anahtarının Verildiği Gün” büyük bir kutlamayla anılmış, bu günlerde Anahtar törenle duvardan indirilir ve mahkumlar duvarın etrafında dans ederken yüksekte tutulurmuş.

Derken Anahtarın önüne ahşaptan küçük bir “Dilek Kutusu” koyalım demişler. Böylece insanlar kişisel meseleler hakkında yazabilirlermiş.

Bozulan sağlık, münasip bir evlilik, iş hayatında başarı için Anahtara yalvarmışlar.

Ne vakit başlarına bir iş gelse insanlar Anahtarın yanına sığınırmış

Kısa süre sonra herkes boyunlarına minyatür Anahtarlar olan zincirler takmış ve bilge adamlar İlahi Anahtarın üstün faydalarını ve gizli anlamlarını derinlemesine anlatan kitaplar yazmışlar

ÇEVİRMEYE DEVÂM EDİYORUZ

Anahtarı çok iyi tanıyan bilge adamlar, İlahi Anahtarın üstün faydalarını ve gizli anlamlarını derinlemesine anlatan kitaplar yazmışlar.

Anahtarın kopyaları cezaevlerinin farklı yerlerine asılmış ve tatil günleri, bu büyük hapishanenin her kıtasında biraz farklı bir şekilde kutlanırmış ancak önemi herkes için aynı imiş.

Öyle ya bütün hapishaneler aynıdır ve nerede acı varsa orada mutlaka teselli veren biri de olacaktır.

Çok geçmeden liderler ve politikacılar Anahtarın potansiyel gücünü keşfetmişler.

Anahtar adına savaşta öldürülenlerin öbür dünyaya ulaştıklarında tüm günahlarının bağışlanacağına ant içerlerse “Kutsal Savaşlar” için asker toplayabilirlermiş.

Bir süre sonra artık Anahtara inanmayan bir grup kâfir mahkûm hakkında söylentiler yayılmaya başlamış.

Rahipleri kızdırmaktan korktukları için konuşmaya korkuyorlarmış.

Buna rağmen, bu sapkın taifeye katılanların sayısı günden güne artmış ve kendilerini açıkça ifade etmeye başlamışlar, uluorta Anahtarın insanları rahatlatsa da aslında değersiz olduğunu iddia etmişler.

Bir fırtınadır esmiş ve mahkumların pek çoğu Anahtara inanmayı bırakmış.

Tahsilli olanlar, Anahtara inananları ilkel yobaz olarak nitelendiriyor, bilim adamları ise Anahtara atfedilen mucize iddialarıyla alay ediyorlarmış.

Özgür düşünürlerse Anahtarın kullanılmak yerine “Kutsal Anahtar Kurumu” na dönüşmesine çok üzülmüşler.

İsyan büyümüş ve hapishanede doğan birçok genç, kopya anahtarları boyunlarından çıkarmış ve artık Anahtar törenlerine katılmamaya başlamışlar.

CESÂRETİ OLANLARLA OKUMAYA DEVÂM EDİYORUZ

 

Efendime söyleyeyim… Gel zaman git zaman Anahtar tapıcılar ve Anahtar kâfirleri birbirlerine girmişler.

Her grup hapishanenin ayrı yerlerinde yaşamış, farklı giyinmeye başlamışlar, sadece kendi grupları içinde evlenmişler ve çocuklarının diğer gruptan çocuklarla oynamasını yasaklamışlar.

Nasıl olmuşsa bir gün, anahtarı getiren yabancı, hapishaneler kapanmış herhalde diye ziyarete gelmiş

Kimsenin kaçmadığını ve herkesin ya Anahtara tapındığını ya da Anahtarı inkâr ettiğini görünce pek şaşırmış.

İki yarıklı pencerenin önünden bir kez daha seslenmiş:

“Ya hû tamamen yanlış anlamışsınız” demiş ve devam etmiş.

“Anahtar, kabul edip ibadet etmek, reddedip kavga etmek için değildi. Sadece kilide sokun, talimatlara göre çevirin ve kapıyı çekerek açın.”

Ama artık bu yabancıyı kimse dinlemiyormuş hem onu tanıyan da kalmamış.

Mahkûmların yarısı Anahtara o kadar karşıydılar ki, onun hakkında hiçbir şey duymak istemiyorlardı, diğerleri ise Anahtara o kadar körü körüne inanıyorlardı ki gelenekten kopmaya cesaret edemiyorlardı.

Hayat gibi bu hikâyede burada yarım kaladursun hele…

Evet siz şimdi efsane dinledik sandınız değil mi cânım erenlerim.

Fakat mana tekrar edildikçe maddeye dönüşür çünkü hayâl gerçektir!

Özgürlüğün anahtarını arayan tüm mahkumlar için, Japonya’daki Zen Ustası Dogen’in Eihei-ji Manastırı’nda, eski bir ahşap dolapta 13. yüzyıldan kalma pirinçten bir etiket kartı gerçekten vardır ve üzerinde şöyle yazmaktadır:

“Kapı kilitli bile değildi…”

Zihnimiz bir hapishane, farkındalık anahtarı ve kapı kilitli bile değil…

Aslında kelimeyi çevirsek gerçeği yüz gösterecek:
Türkçedeki anahtar, Farsça ’da “Kilit” o da kadim Yunanca ’da “örtülü” demektir.

Dahası, kilitli olduğu sanılan kapı, sâdece esirleri içerde tutmaz, henüz hazır olmayan esirleri dışardan da korur. Ancak içerisi ve dışarısı bir olunca bırakın kilidi, anahtarı, kapının bile olmadığı tastamam anlaşılır.

Küçüklere masal uyuyana dek, büyüklere masal, uyanana dek anlatılır durur vesselâm.**”

 

Mehmet Aluç

***Bu şiir. www.hakikat.com/nur/tsvf/tsvf14.html esinlenerek kaleme alınmıştır 

  *http://depo.hakkani.org/altyazi/Arsiv_Sabah_Namazi_Sohbeti_31_Allaha_Tevekkul_Etmek_20141124_TR.pdf

**https://umutrehberi.com/2021/07/31/anahtar/

1. SEN DERVİŞ OLAMAZSIN – Fikirhâne (muharrirahsen.com)


( İman İle Bilinir-6- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 1.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.