Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 23.12.2021
Okunma Sayısı : 771
Yorum Sayısı : 10
Günün Yazısı

Bu Yazı 24.12.2021 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.

VEL BA’SÜ BADEL MEVT / ÖLÜME  YAKIN DENEYİM NEDİR?- ÖLÜMDEN SONRA HAYAT VAR  MIDIR?

Bu  yazının  bir  benzerini  12. Nisan  2017 de  yayınlamıştım. Bugün  biraz  daha  genişleterek  yayınlıyorum.

********

Semavi  Dinlerin  hepsinde  insanların  öldükten  sonra  tekrar  dirileceklerine ve dahası  dünyada  iken  yaptıklarının  hesabı  sorulduktan  sonra  cennete  ya  da  cehenneme  gidecekleri  anlatılır. Hatta  Müslümanların  kutsal Kitabı  Kur’an-ı  Kerimde öteki  dünyanın  en  önemli  figürleri  olan  Cennet  ve  cehennemin  tasvirleri  değişik  ayetlerde  tafsilatlı  bir şekilde  anlatılır.

Evet... İman  edilen  kitaplarda- özellikle  de  Kur’anda  İnsanoğlunun  öldükten  sonra  tekrar  diriltileceği  yani yepyeni  bir  dünyada yepyeni  bir  hayata  kavuşacağı( olumlu  ya  da  olumsuz  anlamda)  anlatılmakta  birlikte  ve  Müslümanlar  olarak  bizler imanın  altı  temel  şartından  biri  olarak buna  iman  etmiş  olmamıza  rağmen  öteki  alemi  bizzat  gören ‘’  Ben  gittim- gördüm  ve  geri  döndüm.  Orası  şöyleydi  ya  da  böyleydi. ‘’  Diyen  olmuş  mudur  hiç?

Lafı  fazla  uzatmayacağım.  Bugün  sizlere  Ölüme  Yakın  Deneyimler  hakkında  bir  şeyler  anlatmaya  çalışacağım.

Öncelikle  belirteyim  ki  ‘’ Ben  öteki  dünyaya  gittim ve  döndüm ‘’  Diyen  ya  da  öteki  dünyaya  gidip  oradan  döndüğüne  inanan  insan  sayısı inanılmayacak  kadar çoktur. Ancak  öteki  alemde  gidilebilecek  en  son  sınıra  kadar  gittim  ve  oradan  döndüm.’’  Diyen  yoktur. Yani  bazı  insanlar  öyle  ya  da  böyle  bir  öteki  dünya deneyimi  yaşamışlardır  ama  öteki  alem hakkında  her  şeyi  bilen  ve  gören  yani  böyle  bir  iddiada  bulunan  çıkmamıştır.

Peki  Ölüme  Yakın  deneyim  dediğimize  göre  nedir  bu Ölüme  Yakın  deneyim? (  Bunu  aslında Barbaros  Hoca  daha  iyi  anlatır  ama  yazmaz  ki  mübarek..)

Çok  basit  olarak: Bir  kişinin  herhangi  bir  sebeple  kalbi  ve  beyni tıbbi olarak tüm  fonksiyonlarını  yitirir.  Yani  tıbbi açıdan  şahıs  ölüdür. Ancak tıbben  ölü  olan  bu  şahıslar tıbben  ölü  oldukları  anlarda (  Bu  bazen  bir  iki dakika  bazen  saatler sürebilir ) normal  şartlarda  görmesi  ve  yaşaması  imkansız  şeyler  görür.  İşte  buna  biz ölüme  yakın  deneyim  diyoruz.

Ancak  Ölüme  Yakın  Deneyimi kişinin  ölmeden önce  gördüğü ( ya da  gördüğünü  zannettiği ) görüntülerle  karıştırmamak  lazım. Mesela  rahmetli babam  son  nefesini  vermeden  önce  hastanede yattığı  odanın  tavanında  ayak  izleri  ve  kuşlar  gördüğünü  söylemişti. Bilinci  tam  yerinde  olmasa  da  gözleri  açık  ve  konuştuğu  kişinin ben olduğunu  biliyordu. Bu  bir  Ölüme  Yakın  Deneyim  değildi  yani. Ölüme  Yakın  Deneyimde  kişinin bilincinden  söz  edilemez. Kalbin  ve  beynin  tıbben  tamamen  durmuş  olması  gerekir. Anlatılanların  hepsi  tekrar  hayata  döndükten  sonra  anlattıklarıdır.

Peki  hangi  sebeple  olursa  olsun  kalbi  ve  beyni  tamamen  durmuş olan  ve  her  biri farklı  farklı  ülkelerin  ve  dinlerin mensubu  olan  pek  çok  insan  hayata  döndürülünceye  kadar  neler  görürler?  Daha  doğrusu  gördükleri  şeylerin  ortak özellikleri  nelerdir?

1- Ölüme  Yakın  Deneyim  yaşamış insanların  çok  büyük  bir  bölümü  tıbben  ölü  oldukları  o  anda bedenlerinin içinden  çıktıklarını ve ceset  olan  bedenlerini  seyrettiklerini  söylemişlerdir. Hatta  öyle ki  bunlar  içinde  biri  bir  trafik  kazası  sonucu  bir  bacağını  kaybetmiş  bir  insandır  ama  o  eksik  bedenin  içinden  sapasağlam  çıktığını ve ceset  olan  parçalanmış  bedenini  nasıl  gördüğünü-  kendisinin  nasıl  hastaneye  kaldırıldığını  anlatmıştır.

Bir  başkası: Kendisine  tıbbi  müdahale  yapılırken  kalbi  durmuş. Ameliyathaneye  almışlar bunu. Adam  hem  ambulansta  yaşadıklarını  hem  de  ameliyathanede  hayata  döndürülmek için  yapılan  tüm  müdahaleleri  mesela  doktorunun  kel  kafalı  oluşundan  ameliyathanedeki  gerilimin  azaltılması için  çalınan  müziğe  kadar  her  şeyi  tek  tek  gördüğünü  ve  duyduğunu  anlatmış  ki  normalde  bu  tıbben  tamamen  imkansızdır.

2- Aşağı  yukarı  hepsi oldukça  uzun bir  tünel  içinde  çok  hızlı  bir  şekilde  ama  herhangi  bir  araç  olmaksızın  aşağı  doğru  kaydıklarını  görmüşlerdir. ( İleriki  paragraflarda  bu hususa  yine  dikkat  çekeceğiz.)

3- Neredeyse hepsi  oldukça  parlak  ışıklar  ya  da  tamamen  ışıktan  yaratılmış  varlıklar  gördüklerini  söylemişlerdir.

4- Büyük  bir  kısmı  bir  sınıra  kadar  geldiklerini  ancak  o  sınırda  kendilerine  ‘’ Geri dönmelisin. Henüz  zamanın değil ‘’  Dendiğini  anlatmaktadır.

5- Bu  deneyimi  yaşayanların  çok  büyük bir  kısmı  ayrıldıkları  bedenlerine  geri  dönmek ve  tekrar  dünyada  yaşamak  istememişlerdir. Dünyadaki  bedenlerini içine  sokuldukları  bir  kafes olarak nitelemişlerdir.

6- Ölüme  Yakın  Deneyim  yaşayanların  bir  kısmı  ise  tıbben  ölü  oldukları  bu  süre içinde  çok ürkütücü- korkunç  şeyler  gördüklerini  anlatmışlardır.

7- Ölüme  Yakın  Deneyim yaşayanların  nerede  ise  hepsi  gittikleri  yerde  zaman  ve  mekan  diye  bir  kavramın  olmadığını  o  mekanın  Dünyaya  hiç  benzemediğini  ve  ayrıca bulundukları  ortamdaki  varlıklarla  kokuştuklarını  ama  bu  konuşmanın telepatik  bir  konuşma  olduğunu  söylemişlerdir.  Bulundukları  ortamda  hiç  ses  yoktur.  Mesela  kuşlar  cıvıldaşmaktadır  ama  gerçekte  gagalarını  bile kıpırdatmazlar.  Sesleri telepatik  olarak duyulur.

8-Ölüme  yakın  deneyim  yaşayan  çocukların  hepsi  kendilerini  çok  güzel bahçelerde  kendileri  gibi  çocuklarla  ve  bir  sürü oyuncakla  oynar  vaziyette  görmüşlerdir.

9- Ölüme  Yakın  Deneyim  yaşayan  insanlar  gittikleri  yerde  sevdikleri  akrabalarını  ya  da  dostlarını da  görüyorlar.

10- Ölüme  Yakın  Deneyim  yaşayan  insanlara  gittikleri  yerlerde  bazı  bilgiler  veriliyor  ancak  bu  bilgilerin  sır  olduğu  sıkı sıkı  tembihlendiğinden öldükleri  anda  yaşadıklarının  ( ya da  gördüklerinin )  tamamını  anlatmıyorlar/  anlatamıyorlar.

11- Ölüme Yakın  Deneyim  yaşayanların birbirlerinden  ayrıldıkları  en  önemli  husus  ise dini  inançlarıdır.  Mesela bir  Hıristiyan  bu  deneyim  esnasında  Hz.  İsa’yı  görürken  bir  Hindu ise  inandığı  kendi  tanrısını  görmektedir.

Müslümanlar genelde  gördüklerinin  tamamını  anlattıkları  takdirde  her şeyin  bozulacağına  inandıklarından (İleride  okuyacaksınız. Yaşar  Nuri  Öztürk  bile ‘’ Anlatırsam  çarpılırım.’’ Diyor ) her gördüklerini anlatmazlar.

O  meşhur  tüneli  ya  da  gözleri  kamaştıran  ışığı  görmelerine  rağmen  Ateistler  bu  deneyim  esnasında  herhangi  bir  dini  kişi  ya  da  yaratık  ile  karşılaşmıyorlar.

12- Ölüme  Yakın  Deneyim  yaşayanlar kendilerini  sapasağlam  ve  genç görüyorlar. Mesela  bıçakla  delik deşik edilmiş  bir  insan  ya  da  bir  Trafik  kazasında  kırılmayan kemiği  kalmamış  bir  kişi  tıbben  ölü  olduğu  o anlarda  kendisini  sapasağlam  ve  genç  olarak  görüyor ki  bu  oldukça  ilginçtir  ve bize  Hz.  Muhammed’in ( S.A.S) bir  hadisini  hatırlatır.

Taberani Hz. Ayşe’den naklen konuyla ilgili olayı şöyle aktarmıştır:

“Bir gün Ensar kadınlarından yaşlı bir kadın Resulullah’ın (S.A.S) yanına geldi ve “Ya Resulullah! Allah’ın beni cennete koyması için dua buyur!” dedi.

Hz. Peygamber: “Şu bir gerçek ki yaşlılar cennete gitmezler.” buyurdu ve (namaz vakti olduğu için) namaz kılmak için camiye gitti.

Hz. Ayşe’nin yanına (eve) döndüğünde Hz. Ayşe: “Ya Resulallah! Senin ö sözünden ötürü gerçekten büyük bir sıkıntı ve dehşet aldım.” dedi. Resulullah:

“O söylediklerim doğrudur. Çünkü Allah kadınları cennete koyduğu zaman onları (yaşlı olarak değil) genç kızlar haline çevirir, buyurdu.” (bk. Taberanî, Evsat, 5/357

*********

Şimdi  Ölüme  Yakın  Deneyim  yaşayanların anlattıklarından  kısa  örnekler  verelim.

* Mesela Dünyaca ünlü aktrist Elizabeth Taylor...

Elizabeth Taylor’un, geçirdiği bir ameliyat sırasında kalbi durur. Bu süre sadece beş dakikadır. Elizabeth Taylor tekrar hayata döndürüldüğünde o beş dakika içinde gördüklerini şöyle anlatır: "Michael Todd’un (uçak kazasında kaybettiği 3. eşi) ruhuyla karşılaştım. Ben de onunla burada kalmak istediğimi söyledim, fakat o bana dünyaya geri dönmem gerektiğini ve daha vaktimin gelmediğini söyledi. Onun aşkı ve sevgisi beni tekrar yaşama döndürdü."

* Yaşar  Nuri  Öztürk:

“Sınıra gittim. Sınırda teslimiyetimi arz ettim. Bir şey yok. Gayet normal. Kur’ani imanı, olan insanların, herkesin yaşayacağı, anlayacağı bir şeydir… Ben söylüyorum. Sınıra gittim, bir tül. Bir tül. Arka tarafı öbür âlem, bu tarafı bu âlem… Bu kadar basit… Gittik sınıra, ben atmış yaşını devirmiş bir insanım. Ben öbür taraftan da korkmuyorum. Allah’ın affı, tabi bizi himaye etmesi şartıyla, ben öbür taraf için, hayatımı yaşadım. O hazırlığım var. Onun için dehşete düşmeme filan gerek yok. Tamam dedim geldim. Lebbeyk. Buyurun. Ha. Dendi ki:
– Tamam, hoş geldin. Ama tülün bu tarafına, sınırın bu tarafına geçmeyeceksin.
– E ne yapacağız?
– Eski yerine dön ve devam et
Biz de döndük ve devam ediyoruz. Bu kadar basit…
Daha çok şey dendi de… Onlar bu stüdyoları ilgilendirmiyor, onlar beni ilgilendiriyor. 18 soruma cevap aldım. 50 yıldan beri birikmiş 18 tane soruma cevap aldım. Birisi de önümüzdeki zaman içerisinde çıkacak kitabımla ilgili bir sorudur. Evet onlar (o sorular) kafamda hem de dibine kadar. Onları söyleyemem, çarpılırım sonra. Onu hiçbir zaman öğrenemezsiniz.
Süre mefhumu yok orada. Onu yaşayanlar bilir. Orada süre mefhumu yoktur. O böyle gelir gider, süre, orda, matematik zaman orda geçerli değil ki. Ama ben ameliyat masasında 3 saat 45 dakika kaldım…
Ameliyatın amacı tek değildi, amacı benim midemdeki sıkıntıyı temizlemekti. Zahiri tarafı budur. Batıni tarafı… ya karıştırma oraları, oraları karıştırma.”

*Billur  P  adlı  bir  vatandaşımızın merkezi Amerika’da bulunan Near Death Experience Research Foundation’a (Ölüme Yakın Deneyim Araştırma Vakfı) verdiği röportajdan bir bölüm:

“Boğulduktan sonra karanlık bir girdap içinde, boşluk hissi ile birlikte dönerek çekilme ve uzaklaşma durumu gerçekleşti. Hiçbir düşünce, korku, acı, duygu mevcut değildi. Sadece bir dönme ve uzaklaşarak çekilme mevcuttu. Daha sonra bana müdahale edip kurtarmaya çalıştıklarında, baş döndürücü ve inanılmaz bir hızla geri çekilme hissettim ve birden kendime geldim. Işık gözlerimi kamaştırıyordu, gözlerimi açamıyordum ama her şeyi duyuyordum artık.”

*Ben bir ÖYD vakası yaşamadım ama yaşadığını iddia eden bir vatandaşla 2007 yılında mide kanaması sebebiyle Antalya Devlet hastanesinde karşılaştım. Benim gibi mide kanaması geçirmiş olan Kemal Amca’nın damadı Bahadır’dı anlatan.

Bahadır çok feci bir trafik kazası geçirmiş ve bu kaza sonucunda ameliyat olurken kalbi durmuştu. Kalbinin durduğu o anda korkunç bir tünelin içinde oldukça hızlı bir şekilde bir anafora kapılmış gibi gittiğini, daha fazlasını anlatamayacağını ancak öteki alemin çok korkunç olduğunu söylemişti.

*Kardeşim Raci

Çok çok çocukken benden bir yaş küçük kardeşim Raci ile sözde boks maçı yaparken tam gözünün ortasına şiddetli bir yumruk atmıştım. Raci hemen yere yığıldı. Bayılmıştı. Uyandırana kadar akla karayı seçtik. Uyandığında o da çok güzel, yemyeşil ve oldukça huzurlu bir bahçeye yani cennete gittiğini anlatmıştı.

*Çok  sevdiğim  bir bayan  arkadaşım A.K.E :

Kızımın başına televizyon düşmüştü. Artı lanet tv dolabı... Üzerinden tv yi kaldırıp cam kırıklarını temizlediğimde üç yaşındaki kızım baygındı. En yakın hastanede de gözlerini açmadı. Ambulansla tıp fakültesine götürürken gözlerini aralayıp "ağlama anne" dedi. "Burada çok oyuncak var. Allah beni seviyor." Sonra yine gitti. O sözleri duyunca ölüyor dedim. Çocuğumu bu ambulansta bırakmayacağım dedim sağlık görevlisi gence. Baktım o da ağlıyor. Konuştur onu dedi durdu. Ben ise yarım saatten sonra artık yaşamadığını kabullenmiştim. Ona bir sürü pembe dondurmalı hikaye anlattım.

(  O  çocuk yaşamış çok  şükür. 2017 yılı  itibariyle  16  yaşında olduğuna  göre  şimdi  20-21  yaşlarında  olmalı.)


*Bir  ameliyat  hemşiresi  arkadaşımın  anlattıkları:

Değerli hocam ben defalarca resüstasyon(canlandırma) sonrası yeniden kalbi çalışıp aramıza dönen insanlar gördüm. Bunların arasında kalbinin durduğunu hiç söylemediğimiz halde o anlarda ilginç şeyler yaşadıklarını anlatanlar oldu. Gerçekten şaşırtıcı şeylerdi anlattıkları. Geneli bir tünel tarif ediyordu yazınızdaki gibi ve yoğun ama çok yoğun bir ışıktan bahsediyordu. Gözlerinin kamaştığını hatta gerçekmiş gibi yandığını söyleyenler vardı. Perde ,ince duvar gibi tarifler kullandılar. Tıpkı hocanın( Yaşar  Nuri  Öztürk’ü  kastediyor)  anlattığı gibi tül gibi şeylere benzettiler bir sınırı. Bazılarımız gülüp geçti bu dinlediklerine, bazılarımız o an etkilenip unuttu. Bazılarımız yıllarca etkisinde kaldı.
 

Aslında  örnekleri  çoğaltmam  ve  daha  onlarcasını  yazmam mümkün  ama  sanırım  pek  de  gerek  yok.

Konuyu  tam 944   Gönüllü denek  üzerinde Ölüme  Yakın  Deneyim gerçekleştiren (  Yani  944  kişi’yi  tıbben  öldürüp  20  dakika  sonra  hayata  döndüren ) Berlin  Teknik  Üniversitesinden  Dr. Berthold  Ackerman’ın  sözleriyle  noktalayalım.

‘’
Biliyorum, elde ettiğimiz sonuçlar bir çok insanın inançlarını rahatsız edecektir. Ama bir şekilde, insanoğlunun tarihindeki en büyük sorularından birine cevap bulmuş olduk. Bu yüzden o insanların  bizi affedeceğini umuyorum. EVET, ÖLÜMDEN  SONRA HAYAT VARDIR  VE BU HERKES  İÇİN  GEÇERLİ GÖRÜNÜYOR.’’



( Vel Ba’sü Badel Mevt / Ölüme Yakın Deneyim Nedir?- Ölümden Sonra Hayat Var Mıd başlıklı yazı Sami Biber tarafından 23.12.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.