.../


Bir nehrin kenarında yaşamayı hep hayal etmişimdir…İklim değişikleri ile artık havaya güven olmuyor. Yağdı mı bir yağıyor pir yağıyor. Nehrin kenarında ne varsa alıp götürüyor. Haberlerde sele kapılıp ölenlerin görüntüsünü izliyoruz artık. Bir nehir olmalı ve selde olmamalı, bu mümkün mü bundan böyle ki…


Hayal kurmak, çocukluğumdan beri bir tutkuydu!  Her doğa olayına tanık olmak ve seyretmek, Hindistan’a gitmek… Patlayan bir yanardağı seyretmek…Buzullarda kutup ayılarını seyretmek… Patlasa yanardağ yanına bile yaklaşılmıyor, kaçan kaçana… Buzullar eriyor, dünyada kabus senaryoları o kadar dehşetli ki… Umut edip göreceğim ne varsa şimdi zarar veriyor. Dünya bir değişim içinde! İnsanlar ne kadar duyarsız olsa doğa onlara hızlıca karşılık veriyor. Artık saklanacak bir şeyde kalmadı. İnternet ile her şey su yüzüne çıkıyor. Her türlü saklanan sır gecenin sabahında deşifre ediliyor. Hangi mahkuma, hangi yetime işkence edilse haber oluyor. Yalnız değişmeyen tek bir şey var, güçlü olan elini kolunu sallaya sallaya aramızda geziyor… Ahlaksızlık yapanlar gençlerimize model oluyor! Hala çirkinlik yapanlar kazanıyor.


Şimdi sokağa çıksam herkese aynı soruyu sorsam, desem ki, “Yaşadığınız dünyada mutlu musunuz?” sanki anlaşmış gibi hepsinden aynı cevabı duyuyorum, “Hayır!” sonra bir başka soru soruyorum, “Bu durumdan kurtulmak için ne yapıyorsunuz? Siz değişiyor musunuz?” yine hepsinde aynı cevap,”Tek başıma ben değişsem dünya değişir mi?


Artık katil de masumda, çalanda çalmayanda… Mutluluğun bu yol olmadığını ve bir şeylerin değişmesi gerektiğine inanıyor. Artık kimse yatağında rahat bir uyku uyumuyor ve hayal de kuramıyor. İnsanın yaşayacağı doğa kime güven veriyor ki, insan nereye gidip yaşayacak ki? Tsunami, deprem, yangınlar, savaşlar, tufanlar… Her saniye insanların canına kıyıyor. İnsanın insanı öldürmesi cabası!


Bu dünyada insan yaşamalı… Bunun üzerine inşa edilmiş dünya. Hayvanlar elbette önemli onlara kıymak da zalimlik. İnsan düşünmeli, insanın yaşamadığı dünya da hayvanın yaşamasının ne önemi var ki?  Hayvanların korunması kadar, insanları korumak gerekmez mi? Şimdi düşünün son beş yılda insanın insanı öldürdüğü, Korona dahil kaç kişi olmuştur? Öldürülen hayvanlardan sayı az mıdır?Peki insanları yaşatmak için dünya bir mücadele ediyor mu? Neredeye asırlarca Afrika insanının açlıktan ölüşü konuşuldu. Peki gelinen noktada nereye gelindi. İnsanlar hala hayvanlar gibi açlıktan ölmüyor mu? 


Birleşmiş milletler faciası var ki, ne işe yarıyor bilmem. Bir yaptırım özelliği de yok. Dünya beşten büyük dedikçe değişen ne oldu? O beş ülkenin elinde zalimler istediği gibi çit atıyor. O ülkenin insanları bunları görüp miting mi yapıyorlar. Lüks hayatlarına devam ediyorlar. Hatta ellerinden bunu alsanız bak nasıl kıyamet koparıyorlar. Oysa bu lüks hayatlar yaşamayı her insan hak ediyor. Başka ülkelerin insanına göstermelik acıyorlar, ellerinden gelse bir kaşık suda boğacaklar. Şu zamana kadar mallarımızı satarken, “Made in Turkey, yani Hindi Malı!” diyerek satın almadılar mı?   Nihayet bunu gördü devlet büyükleri de bundan böyle “Made in Türkiye, Türkiyenin Malı!” alınacak. Hindiden insanlığa terfi ettik nihayet oh be… O beş ülkenin dili, kültürü, müziği ne varsa hala gençlerimizin dilinde, hala halk müziğimize, halk oyunlarımıza ki ona bile folklarımız diyoruz ya, değer veren kaç genç var? Çarşıya çıksanız her yerde o beş ülkenin dili süslemiş vitrinleri…Hani bir savaşla alınmayacak ülkeyi ancak bu kadar fethedebilirsiniz… İnsan dünya beşten büyük derken, devletin büyükleri ilk önce memleketinin müziği nerede, dili nerede, gelenekleri nerede demeli ve onları ayak altına alınmaktan kurtarmalıdır. Bir zamanlar Afrikayı sömürenler, şimdiki modeliyle sömürüyü bu kadar ucuza sağlıyorlar. Ekonomileri de sarsılmıyor. 


Hayaller kurmak, dünya lideri bir Türkiye’yi görmek isterdim çocukluktan beri… Eğer ölmezsem buna şahit olacağım inşallah. Bu umut da olmasa yaşama umudum da yok olur gider… Umut olmalı, insanlarda merhamet olmalı, insanlarda duygudaşlık olmalı… İnsan insanı öldürmemeli, birbirimizi anlayacak sabır ile birbirimizi dinleyip anlamalıyız. İnsan yaşatılmalı, hangi görüşten, dinden, kültürden olursa olsun. Hayvanları korur gibi insanları da korumalıyız… Buda doğayı korumakla mümkün. Doğasıyla, insanıyla, hayvanıyla… Huzur içinde yaşamalı dünya, kimse hep her şey benim olsun dememeli…


Saffet Kuramaz

( Ne Umutlarım Vardı Çocukken başlıklı yazı safdeha tarafından 6.12.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.