Olsa da konuşsam;
Bir tarifi yok derim 
Sınırını dört duvar çizdiğin acıların,
Dokuz doğurur bazen nur topu gibi sancıların,
Bilirim bazı kelimeler çok şiddetlidir,
Yer yerinden oynar da
Yıkılırım o anda,
Bir kalıp ustasından çıksa da varlığım
Sensin beni tuğla tuğla ören
Varlığınla duygularınla hayallerinle yeniden,
Ve yine sensin beni
Sessizliğinle üzüntünle yerle bir eden...

Bakışlarından okurum seni,
En çok da sen boşluğa baktığını zannederken
Buluşur bakışlarımız,
Sıvaları dökülmüş dekolteli bir yalnızlıktır
Aramızdaki zaman,
Ve o an...
Gözlerindeki nem yıkar tüm varlığımı,
Ve sessizlik ve yalnızlık ve gece 
Örer üstüme tüm ağlarını,
Kaç tik tak sesinden sonra bulurum yeniden seni
Bazen sinir bozucu olabiliyor şu saatin sesi...

Hürrealist takılıyorum bu sıralar
Özgürce söylenmeli 
Söylenmesi gerekenler,
Gün yüzüne çıkmalı 
Çatlaklarıma sızan cümleler,
Sözlerin manşet gibi varlığımda yazılı
Cılız iç sesin bile yankılarımda saklı,
Senin baktığın pencereden gör tüm şeffaflığımı
En çok anlayıp da anlatamadıklarımı,
Ne ayna ne tablo ne süslü bir çerçeve
Tamamlayabilir beni bir nebze,
Yalnız güzel hallerini 
Kazımak istiyorum dört duvarıma,
Hadi...Gülümse...
        
          Aslıhan Savaş



( Duvarların Dili başlıklı yazı saklı bahçe tarafından 29.11.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.